AYŞEGÜL TÜTEN

AYŞEGÜL TÜTEN

"Zaman Bendedir ve Mekân Bana Emanettir! " Şuurunda Bir Gençlik...!

A+A-

Gençler nereye gidiyorsunuz?                    -Camiye amca.

-İnşallah camiye gidiyorsunuzdur!

Bu diyalog, aylar öncesi bir günde 

uzun saçlı, birisi de küpeli olan üç genç ile yaşlı bir amca arasında geçiyor.

Gençlerin dış görünüşleri, 

yaşlı amcanın biraz da alaycı, 

“inşallah” demesine sebep olmuş.

Belli ki inanmamış gençlere….

Gençler bu duruma fena içerlemişler.

Ramazan’ın son cuma namazında buluşmak üzere sözleşmişler.

Bizi de davet ettiler.Bin beş yüz genç, 

Aksaray’ın tarihi Ulu Camii’nde bir araya geldiler. Yaşlı amcalar dışarda kaldılar.

İçeriye girebilenler de merdivenlerde anca yer buldular…

Gençler bir başkalar.

Nahifler, kırmıyorlar, küsmüyorlar...

Tepkilerinde bile çok şıklar.

Buna sebep olan yaşlı amca bugün camide var mıydı, yer bulabildi mi bilinmiyor.☺️"

Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu Bey'in paylaştığı bu tweet yazıma ilham oldu.

Gençlerin bu hareketi çok duygulandırdı, çok gurur verdi bizlere, geleceğe bir kez daha ümitvar gözlerle bakmamızı sağladı. Vali Bey'in desteği de ayrıca kıymetliydi.

Yaşlısı, genciyle, kadını erkeğiyle camiler bizim cem olma, cemaat olma mekânlarımız. Camiler sosyal, kültürel faaliyetlerin icra edildiği, bilim, sanat aktivitelerine yer verilen kamusal alanlardır. Tıpkı kadim kültürümüzdeki külliye modelli camilerde olduğu gibi.

Camide çocukların varlığından, koşuşturmasından rahatsız olan bey amcalar, camiye gelen gençlere üsttenci, süzdürmeli, eleştirel gözlerle bakan hacıefendiler, cami cemaati kadınlara neredeyse günahkâr gözüyle bakan, en kuytu, en ücra köşelere sıkıştıran zevat, tıpkı din gibi camileri de kendi tekelinde sanan bu güruh şunu bilmeli ki camiler, Allah'ın evleridir, tüm mümin kullarını konuk ettiği...

Gençleri Z kuşağı diye yaftalayan, sürekli onlardan yakınan bu zevat, bir gencin elinden tutmayı, kalbine dokunmayı, gönlünü fethetmeyi, söylem ve eylemleri ile rol model olabilmeyi başarabilmiş midir hayatı boyunca acaba?

Gençler bizlerden, nasihat dinlemek ve terbiye edilmek değil rol model olmak örneklik görmek ister. "Anlatma yaşa ve bana da ilham ol!" der genç birey.

Allah'ın en güzel surette yarattığı insanın en verimli olduğu dönem gençlik çağıdır.

Müslümanların en büyük sorunu da gençlere ulaşamamak, yani gençleri İslami bir ahlâk ve kimlik bilinciyle şuurlandıramamaktır. Gençler sosyal hayatın aktif özneleridir, pusuda bekleyen emperyalist dünya planlarını en çok da onlar üzerinden işletir, sosyal medya, TV, popüler kültür, tüketim yarışı, özenti hayatlar gençleri fıtratından, kimliğinden uzaklaştırıp esir alıyor.

Kimlik arayışı içinde olan gençliği bu tuzaklardan uzak tutmak duyarlı her bireyin görevidir, en başta aileler bu bilince ermeli, evlatlarını sevgiyle sarıp sarmalamalı, şefkatle eğitmeli, istikrarla örnek olmalıdır. Sonra toplum; eğitimciler en başta olmak üzere bilinçli bir şekilde gençlere ulaşmaya çalışmalıdır.

Peygamberi metot en güzel örnektir tüm zamanlara bu hususta, davetin ilk gününden itibaren gençleri çok önemseyen, onlara görevler yükleyen, böylece potansiyellerini açığa çıkarma fırsatı veren peygamberimiz, ilmek ilmek dokumuş, özenle yetiştirmiştir gençleri. İyi eğitimli, kendini yetiştirmiş Genç Erkam'a vahiy katipliği görevi vermiştir. Aynı zamanda ziraat ve ticaretle uğraşan Erkam evini zorlu dönemde Müslümanlara açmış, karargâh yapmıştır. Üsame'yi itirazlara rağmen genç yaşta orduya komutan tayin etmiştir. Talha, Zübeyir, Ubeyd, Sa'd, Cafer, Muaz, Abdullah ibni Mesud da büyük işlere imza atmış, peygamber gençleridir.

Mescitlerde uyuyan, ders çalışan, muhabbet eden, şakalaşan, kültürel faaliyetlerde bulunan, ilim,irfan okumaları yapan eğlenen, gülen, turnuvalar, müzik dersleri ve spor faaliyetleri düzenleyen gençler düşünün, çağdaş Ashab-ı Suffe'nin bir örneği olmazlar mıydı?

Koşulsuz sevgi, anlayış ve sorumluluk vermeden gençlerden verim beklemek imkansızdır. Sorumluluk vererek onlara güvenmenin ilk adımını atarız. Gençlerin tecrübesiz, heyecanlı, deli dolu, yeterince olgun olmadıklarını düşünüp sorumluluk vermekten kaçınmamalı, onları plana dahil etmeliyiz. Onların genç, duru, temiz bakış açısı bizim de yolumuzu aydınlatacaktır. Yeter ki onları keşfedelim yeter ki güvenelim, onların da güvenini kazanalım. En önemlisi de bu galiba yeterince bize güvenirlerse tüm cevherleri açığa çıkarabiliriz.

Zihni daha berrak, daha az yıpranmış, daha az kirlenmiş olan gençler, onlara sağlam donelerle ulaştığınız vakit hakikati daha çabuk kabullenecektir. Modern dünyanın istediği genç modeli; sorgulamayan, zevk ve sefa peşinde koşan, behimi bir hayat süren, özgürce yaşayan, hesap vermeyen, sorumluluk bilinci sıfır bir gençlik... 

İlim, irfan, erdem, kültür ve ahlak gibi kavramları rafa kaldırmış, gününü gün eden özgür bir gençlik.

Laubali, argo, lümpen, amiyane jargon ve üslubun hakim olduğu bir gençlik.

Bu yozlaşmış dünyada gerçek mutluluğun, inancına, milli-manevi değerlerine, erdemlerine sahip çıkmakta ve bu uğurda mücadele vermekte, gayret sarf etmekte olduğu bilincine varan genç modern toplumun tuzaklarından uzaklaşacaktır.

Gençlerin öncelikli amacı, iyi bir meslek, iyi bir kazanç elde etmekten evvel, "inançlı, ilkeli, ahlaklı, faydalı insanlar olmak" olmalıdır. 

"Zamane gençliği", "gençlik elden gidiyor" gibi karamsar söylemlerle, eleştirdiğimiz gençlere güvenmeyi, inanmayı, onlara umutla ve sevgiyle yaklaşmayı denemeliyiz artık, çünkü ötekileştiren, eleştirel dil çok sakil ve başarısız kalmıştır.

Onlardaki potansiyeli, heyecanı, enerjiyi doğru kanalize etmek, ortak bir lisan, ortak bir payda bulmak şarttır. Onların da ikna olacağı argümanlarla, onlara ulaşmak eski demode, gelenekçi dil ve yaklaşımları bir yana bırakmak gençlerle iletişimde daha etkili bir tutum olacaktır şüphesiz.

Kapitalizmin salt ekonomik, modernizmin egosantrik, menfaatçi dijitalizmin, hedonik söylemlerinin kıskacında sıkışmış agresif-depresif gençleri bu çıkmazdan kurtaracak yegâne unsur akla ve vahye dayalı, realitelerinden ödün vermeyen, mümeyyiz yaklaşımlardır.

Günümüz gençliğini sosyolojik, psikolojik, fiziksel, ruhsal, ahlaki, ailevi toplumsal, hususlarda bir bütün olarak değerlendirmeli ve sabırla muamele etmeliyiz.

Kuşak farkı adıyla gençlerle aramıza ciddi uçurumlar koyuyor, iletişimden sakınıyoruz. Bu kaçınılmaz fark çatışmaya değil, bilakis uzlaşmaya dönüşmeli, bakış açısı zenginliği olarak düşünülmelidir. Birinin tecrübesi diğerinin dinamizmi harmanlanıp ortaya salim fikirler çıkarılmalıdır. 

Sanal hayat ile gerçek hayatı ayıramayan, imaj kültürüyle manipüle edilen gençlerin ayakları yere basan aklı selim bireyler olması buna bağlıdır.

"Geçmiş bilinmeden geleceğe yön verilemeyeceği gibi geçmişe, geleneğe saplanıp kalmak da ileriye götürmeyecektir."

Milletin genç unsurları bozuk olmaz,

o ancak yetişkin adamlar bozulduğu zaman bozulur.

CHARLES DE MONTESQUIEU

 

Gençlerin yetişmesine önem veriniz

çünkü bu yolda en küçük ihmal ülkenin yapısını ve geleceğini yok eder.

ARISTOTELES

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.