SEVDA AKYÜZ

SEVDA AKYÜZ

Yuvadan kaçış!

A+A-

Bundan birkaç yıl önce çocuklarla gerçekleştirmek istediğim bir proje ile ilgili görüşmek için çocuk evleri sitesindeydim.

Arada ziyaret edip saygısını kazandığım müdüre hanım ile oturuyorduk.

Bir telefon geldi.

Kurumdan kaçmak üzereyken yakalanan iki kardeşten bahsediyordu. 

Nedense o ortamda kalmak istemeyip müsade istedim. 

Sevda hanım lütfen kalın sakıncası yok deyince yeniden oturdum.

8 ve 10 yaşında olduğunu düşündüğüm iki erkek çocuğu güvenlik eşliğinde içeri girdiler. Büyük olanın yüzünde öfke vardı. Kıpkırmızı yüzü ter içinde kalmış saçları bu kaçmayı ne kadar çok istediğini ortaya koyuyordu. Yakalanmış olmanın verdiği bir öfkeydi yüzündeki.

Küçük kardeşi hemen arkasında abisinin tişörtünden tutunmuş ancak gözleri bendeydi. Ben ona bakınca gülümsedim. Bakışları şaşkınlığa dönüştü. Hemen yönümü müdüre hanıma döneyim ki, çocukta kafa karışıklığı olmasın istedim.

Kafamı çevirirken özellikle yüzyüze gelmek istemediğim büyük çocuğun kolundaki uzunca derin ve hala kanayan bir çiziği fark ettim. Belli ki tel örgülere tırmandığında olmustu.

Aslında çıkmışlar kurumdan, biraz da uzaklaşmışlar çünkü güvenlikler de nefes nefese görünüyorlardı.

Müdüre hanim bir sandalyeyi tam çocukların karşısına çekti. Oturdu. 

Birkaç kez daha yaptıklarını ifade eder cümlelerden sonra.

Bugün babanız geldi değil mi diye sordu. Büyük cevap vermedi.

O mu söyledi yine arkamdan gelin diye, sordu.

Büyük yine cevap vermedi. Ancak oturduğu sandalyenin kollarına sıkıca sarılmış dimdik duruyor yüzündeki öfke bir türlü geçmiyordu.

Hayır da demedi ancak itiraz da etmedi... Biraz yumruklarını sıktı kolu hiç acımıyor gibiydi.

Merakla izliyordum. Yüzüm çocuklardan yana değil, müdüre hanımı dinliyordum.

Bir çok öğüt niteliğinde birşeyler söyleyince...

Büyük yine kaçacagım ki dedi. Sesi çok yüksek değildi. Güçlü de değildi...
Müdüre hanım neden baban sana kaç diyeceğine bizim karşımıza gelip ben çocuklarıma bakmak istiyorum demiyor oglum demişti.

Keşke gelse de bizimle konuşsa şu haline bak her yerin yara bere içinde kan ter içinde kalmışsın kardeşini de suruklemissin arkandan...

O sırada büyük olanın kolları oturduğu sandalyenin kenarlarından sarkmış yüzünde bir hayal kırıklığı belirmişti. 

Tam o sırada çok duygulandım yerimden kalkıp ona sarılmayı çok istedim. Tam o anda kızması, itmesi, öfkesini göstermesi mümkün olmayabilirdi. Belki o da sadece bunun olmasını isterdi. 

Belki de ilk kez babasının kendisi kadar güçlü olamayacağını fark etti. Şuan o 15 16 yaşında olabilir, acaba o günü hatırlıyor mu? Hisleri duyguları tam olarak neydi?
Bu olay onun hayatına yeni bir yön vermesine vesile olabilmiş miydi?

Okuyor hayal kuruyor kendisi için planları neydi? 

Babasını hala seviyor muydu? 

Bilmek dinlemek isterdim?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.