Yaşasın okulumuz!
Pandemiden dolayı, okullar uzun bir süre kapalı kaldı. Bir ara, biz gülen yüzünü göreceğini zannederken, çehresini eğen gün yüzü gibi açılır gibi yapıp yeniden kapandı maalesef.
Dünya genelinde yaşamı sekteye uğratan bu illet, yetişkinler gibi çocukların da yaşamı olumsuz etkilendi. Uzun süren bu süreçte, okul yolları ıssızlaşıp, sınıflar derin bir sessizliğe büründü.
Açıldı açılacak derken tahminlerden uzun sürdü bu hasret.
Umarım bu konuda gün hatta günler bize gülen yüzünü gösterir çünkü ciddi bir şekilde bunaldı çocuklar.
Okulların açılmasına sayılı günler kaldı; etrafta heyecan ve mutluluk havası seziyorum ve biraz da endişe elbette. Diliyorum ki bu ve bunun gibi tatsız hadiseler yüzünden, çocuklar böyle uzun süre okullarından ayrı kalmaz inşallah bir daha.
Bu arada geçen gün, Semih’i gördüm. Sekizinci sınıf öğrencisi Semih...
Ortaokul birinci sınıftayken, okula gitme konusunda ailesine epey sorun çıkarıyordu.
“Pek mutlu görünüyorsun,” dedim.
“Evet abla, çok mutluyum; okullar açılıyor da ondan,” dedi.
Aklıma okula gitmemek için annesine zorluk çıkardığı zamanlar geldi.
“Çok mu özledin okulu?” diye sordum.
Ben gülünce hemen anladı; afacan ve çok zeki çocuktur Semih. “Başlarda okulun kapanması çok keyifliydi ama sonradan okulumu çok özledim. Bu sene çok çalışıp ayrı kaldığım zamanları telafi etmek istiyorum,” diye cevap verdi.
“Vay be!” dedim içimden; Semih okulu bu kadar özlediyse, gerekli tedbirler eşliğinde okulların açılması muhteşem oldu.
“Allah’ım, sen böyle günler gösterme bu güzel çocuklara bir daha ne olur,” diye dua mırıldandım.
Semih yanımdan ayrılıp, futbol maçı yapan arkadaşlarının arasına karışınca aklıma geldi; bazı aileler çocukları okulun ve okumanın kıymetini bilsin diye ya bir tamirhaneye ya da bir berberin yanına çırak olarak verirlerdi.
Çocuk bir sonraki yıl, güle oynaya, “yaşasın okulumuz!” diye haykırarak, hoplaya zıplaya okul yoluna düşerdi. Semih de onlar gibi iple çekiyor okulun ilk ders saatini.
Semih’in sevimli haylazlıkları ve okula gitmemek için inanılmaz derecede direnmesi aklıma bu enstantaneyi getirdi yoksa millete ders olsun diye çıktı bu illet demiyorum yanlış anlaşılmasın.
Semih’i görüp, onun okulu ne kadar özlediğini duyana kadar aklıma gelmemişti.
Diğer yandan, çevremdeki bazı velilerde heyecan ve sevincin hat safhada olduğunu görüyorum; sanırım okulun açıldığı ilk gün güzel bir kahve ya da bir demlik çay eşliğinde, sessizliğin tadını çıkarmayı planlıyorlar.
Şaka bir yana okulların açılacak olması elbette ki mutluluk verici.
Umarım herkes üzerine düşen önlemi alır da bir daha böyle üzücü zamanlar yaşamayız. Yazımı bitirmeden şunu da söylemek istiyorum: Temizlik sadece pandemi günlerine has bir tedbir değil; temizlik her daim gerekli.
Şu tahminle de bitiyorum yazımı, okulun açıldığı ilk gün, Semih de “yaşasın okulumuz!” diye sevinçle haykırır gibime geliyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.