FİLİZ BAYRAM ALDEMİR

FİLİZ BAYRAM ALDEMİR

"Yapay Et" gerçeği ve toplumsal kabulü!

A+A-

Tüm dünyaya çok kısa bir sürede, adeta eş zamanlı olarak yayılan COVID-19 salgınından sonra, dünyada nelerin değişeceğini tahmin etmek zor olsa da, analistler II. Dünya Savaşı sonrası oluşmuş düzenin kapsamlı değişimlere uğrayacağı konusunda hemfikir.


Salgın süreci içerisinde, para ve finans sektöründen, eğitim sektörüne, gıda sektöründen, pazarlama sektörüne kadar birçok alanda değişim ve dönüşümler yaşandı ve yaşanmaktadır.


Bütün küresel büyük olayların arkasından yeni gelişmeler ve fırsatlar ortaya çıkmıştır. Salgın sonrasında en çok ön plana çıkarılabilecek konular arasında, alternatif et, kültürlenmiş et, temiz et, in vitro et gibi farklı terimlerle ifade edilen ve alternatif bir protein kaynağı olarak sunulan yapay et üretimi geliyor sanırım. 


Proteinler, sudan sonra insan vücudunu oluşturan en büyük temel yapı taşlarından birisidir.

Hücrelerin temel bileşeni olan ve yaşam için son derece gerekli bu bileşenlere “protein” yani “yaşamın yapı taşları" adı verilmektedir. Kompleks yapıları olan proteinler, esas olarak amino asit denilen ve birbirlerine kimyasal bağlarla bağlı uzun zincirler oluşturan küçük birimlerden meydana gelmektedir.

Bu amino asitlerin bazıları, yaşam için gerekli, insan metabolizması tarafından sentezlenemeyen ve dışarıdan gıdalarla alınması gereken amino asitlerdir.

Canlı fizyolojisinde ve metabolizmasında çok sayıda önemli işlevleri olan proteinler, bitkisel ve hayvansal kaynaklı gıdalarda bulunmaktadır.


Artan dünya nüfusu ve ekosistemi olumsuz etkileyen çevresel sorunlar ile iklim değişikliği gibi faktörler, insan beslenmesinde çok önemli bir yere sahip protein kaynakları üzerinde ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Bu doğrultuda, çevre ve gıdaların sürdürülebilirliği için mevcut kaynakları daha verimli kullanma ve iklimi olumsuz etkileyen faktörleri azaltmayı hedefleyen arayışlar gündemi işgal etmektedir.
Yapay et nedir ?
Yapay et;  gıda amaçlı yetiştirilen bazı hayvanlardan alınan kök hücrelerinin gerekli şartlara sahip bir biyoreaktörde geliştirilmeleri ve farklılaşmaları ile önce yenilebilir olgun kas hücrelerine ve devamında ise daha büyük kas dokularına dönüştürülmesi sonucu elde edilen ürüne verilen addır. Aslında yapay et üretimi, bir bitkiden bir dal alıp onu toprağa dikerek yeni bir bitki elde etmeye benziyor.


Ancak gelecekte, alternatif protein kaynaklarından yani bitkiler ve mantarlardan  üretilen etlerin yanı sıra, genetiği değiştirilmiş hayvanlardan elde edilmiş etler de varlığını devam ettirecek, bunun dışında tamamen klonlanmış hayvanlardan elde edilmiş etlerde olacaktır. Genetiği değiştirilmiş hayvan ile klon bir hayvandan elde edilen etleri bir tür yapay et olarak algılayacak mıyız? Henüz üzerinde çok düşünülmeyen bu ve benzeri sorular gelecekte cevabını bulacaktır.

 

Yapay etin yaygınlaştırılmak istenmesinde asıl gaye nedir ?
Yapay et kullanımı ile hayvansal üretim ortaya çıkan metan gazı başta olmak üzere sera gazlarının salınımının olabilecek en az seviye indirilmesinin hedeflendiği, bu sayede küresel ısınmanın önüne geçilmesine katkı sağlanmış olacağı, 
Artan dünya nüfusuyla birlikte insanlığın en fazla karşılaştığı ve karşılaşacağı sorunların başında gelen açlık, yetersiz beslenme ve gıda güvenliği problemlerine çare amacıyla yapay etin üretileceği, 

İddiaları ileri sürülmektedir. 


Dünyada karbondioksit gazlarının yüzde 60'ını, kullandığımız araçların ürettiğini düşünürsek, bu iddiaların küçük de olsa bir doğruluk payı olmasına karşın, asıl gayenin trilyon dolarların döndüğü dünya et sektöründeki ticari amaçlar olduğunu söyleyebiliriz.


Yapay etin, dünya çapında büyük bir endüstri haline getirilmesi salgın sonrasının önemli amaçlarından biri olacağını söylemek yanlış bir öngürü olmaz sanırım. 


Yapay et kavramı bir çok kişide hiç hoş bir algı oluşturmuyor olabilir. Ama yakın bir zaman içinde, “TEMİZ ET”, “SAĞLIKLI ET” “KOLESTROLSÜZ ET”, “HASTALIKLARDAN ARINDIRILMIŞ ET” gibi bir çok sloganik reklamın tüm dünyada pompalanacağını tahmin etmek zor değil.


Artık istediğimiz bir hayvanın etinin aromasında, aynı tadı veren yapay etlerimizi restoranlarda yiyebileceğiz. Marketlerde yapay et satılmaya başlayacak. Restorana gidip, geyik, sülün, keklik, ceylan,tavşan vb. hangi eti istiyorsanız o etin aroması ve tadında yapay et yiyebileceğiz. Bu arada dünyada yapay et restoranları çoktan açılmaya başladı bile.
Yapay eti tercih etmek zorunda mı kalacağız?

Günümüzde küresel ticari rekabet ve uluslararası arası şirketlerin insanların taleplerini yönlendirmeye yönelik reklam gücü dikkate alındığında, yapay etin yaygınlaştırılıp endüstri haline getirilmesi için insanlarının zaman içinde alışkanlıklarını değiştirmelerinin beklenileceğini düşünmek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. O halde insanların tercihlerinin doğal etten, yapay ete kanalize edilmesi için gerekli tüm imkanların ve yolların kullanılacağından emin olabiliriz.
Dünya çapında ortaya çıkan kuş gribi salgınından sonra dünyada milyonlarca kanatlı itlaf ettirilmişti. Sonrasında dünya kanatlı sektöründe neler oldu. Hangi küresel şirketlerin Pazar payları nasıl değişti acaba?  
Kanımca bundan sonra daha çok büyükbaş, kanatlı hayvan ve balıklara yönelik ortaya atılabilecek daha çok menfi yöndeki iddialara, ticari amaçlara yönelik olabileceği gerçeğinden hareketle, biraz daha şüphe ile bakmak gerekecektir.


Yapay ete yönelik kaygılar nelerdir?
Canlı bir hayvandan biyopsi yöntemi ile alınan ve hücrelerin geliştirilmesi yöntemi ile üretilen yapay et, çok az kök hücreden büyük miktarda et üretimi ve aynı zamanda hücrelerin aşırı çoğalması anlamına gelmekte ve bu da direkt olarak kanser oluşumu riskini akla getirmektedir.  Yapay et üretimi, insan dokusunda ve yapısında bazı olumsuz değişiklikler meydana getirecek midir?  

Bu ve benzer tıbbi kaygıların yanı sıra, farklı inanışlar açıdan birçok soruyu da beraberinde getirecektir. 


Yapay et üretimiyle beraber tüketicilerin etik kaygıları da ortaya çıkacaktır. Örneğin; Yapay et doğaya ve insana bir saygısızlık mıdır? Bu uygulama hayvan refahını daha da düşürecek midir? gibi sorular gündeme gelebilecektir.

Öte yandan bu yöntemle her tür hayvanın hatta ilerleyen dönemlerde istenirse insan kas dokusundan bile et üretilebileceğini düşünmek etik açıdan bir çok kaygıyı akla getirmektedir. 
Öte yandan, yapay et gibi gıdalarla ilgili tüketici görüşleri, tercih edilebilirlik, kazanç ve çıkar ilişkileri, maliyet ve ekonomik boyutlarının değerlendirilmesi, gıda endüstrisine olası etkileri açısından önemi gibi pek çok konudaki soru işaretleri de aydınlatılmayı beklemektedir.

Ayrıca “alternatif protein kaynakları ve ete alternatif yaklaşımlar gerçekten sorunun çözümü olabilir mi?” ve “sürdürülebilir çevre ve gıda sistemleri için önerilen bu çözüm önerisinin sahipleri kimlerdir?” yanıt bekleyen diğer sorular arasındadır. 

Sonuç
Yapay et hakkında gerekli mevzuat ve politikaların bulunmaması, geniş sosyokültürel araştırmaların yapılmamış olması yapay ete karşı güven sorununu bir süre daha devam ettirecektir. 


Yapay etin sürdürülebilir besin kaynakları arasında gösterilebilmesi için üretim prosedürlerinin belirlenmesi, lezzet kriterlerinin sağlanması, risk analizlerinin yapılması, gerekli yasal mevzuatların oluşturulması gerekmektedir. Günümüz için bakıldığında yapay et geleneksel hayvancılığa karşı kısa dönemde güçlü bir alternatif olarak gözükmemektedir. 


Ancak yapay et hakkında ne düşünürsek düşünelim, geleceğin alternatif bir protein kaynağı ve çözümü olarak öngörülmekte ve alternatif protein kaynakları veya alternatif et üretimi konusunun önümüzdeki yıllarda gündemi daha da meşgul edeceğini ifade etmek kehanet olmayacaktır. 

    


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.