Yal kazanında pişmek!
Saldırı olayı günlerdir gündemden düşmüyor.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ile Yaniçağ Gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu’na yapılan saldırı tabi ki çirkin bir olay . Aklı fikri yerinde olanların tasvip edeceği bir davranış değil.
...
Gel gelelim…
Bu kadar cinayet, gasp olayları bir günlük magazin haber yapılırken “saldırı” gündemden neden düşmez?
Düşürülmez!
Veya bu işleri kimler kotarıyor?
Bana göre, bu da diğerleri gibi bir komplodur.
Çokça yazmışımdır…
FETÖ olayı da bir komplo.
İktidara göre FETÖ/örgüt…
Ulusalcı yelpazeye göre, Kemalizm’in geleceği adına halk kesiminde irtica ile mücadele, hem de alasından…
Nerden baksak…
AK partiye tabanının büyük bir kesimi kaybettirildi.
Tabanı deldi, hem de sakız gibi tuttu…
…
Gazeteci ile siyasetçiyi dövdürmekten mevcut iktidarın bir kazancı olamaz. Olsa olsa içinde başka hesaplar var…
Her komplo sonuçta bir hesaba dayanıyor.
Bu olay kimlerin işine yarıyorsa sorumluları orada aramak lazım.
…
Ama şunu da unutmayalım.
Üstün gelme, bastırmak, susturmak, kapıştırmak ithal demokrasinin genlerinden kaynaklanan bir hadisedir. İsrail nasıl ki bitkilerin genini bozmuşsa, Batı emperyalizminin sömürü aracı olan demokrasi da saf zihinlerin genini, ahlakını, örf ve adetini, saygısını, vefasını bozmuştur.ABD ile müttefikleri “demokrasi getiriyoruz” diyerekten Müslümanların topraklarını işgal ederek yağmalamıyorlar mu?
Başımızdaki terör belası demokrasi adına oynanmıyor mu?
…
Suçlu demokrasi mi yani!..
Evet, düzen meselesi…
Lozan’dan beri Antik Yunan’ın demokrasi kayığına bindirildiğimiz için kürekleri de ona göre çekiyoruz.
Halimize bakın…
Geçmişte bir dilim ekmeği paylaşarak aynı sıkıntıları çekenler bu gün “demokrasi” adına birbirlerinin otağına kurşun sıkıyorlar.
Saldırganları deşin altından aynı zihniyet çıkar.
İt bile anasını tanımıyor.
…
Bu kadar bölük pörçük olmak niye!
Yahu seni milletvekili yaptık, yetmedi bakan başbakan yaptık, o da yetmedi cumhurbaşkanı yaptık…
Yüksek mevkilere getirdik…
Beyefendi daha ne istiyorsun?
Vefa yok, yüz yok, ahlak yok.
Bencil, doyumsuz, uyumsuz…
Sonuçta demokrasi ahlakı!
…
İster Milli Görüşçüler deyin, ister ülkücüler deyin ne derseniz deyin, kaç parça oldular!
Bu durumda, namerde gerek kalmadı.
Biz bize yetiyoruz.
…
Kapına yığdığın gübreyi komşu yiyorsa tarlan da gübresiz, verimsiz, atıl kalır. Komşular gübre yemeye başladılar.
Mesele bu kadar basittir.
…
“Bu hayasız akın” dinecek mi duracak mi?..
Aksine…
Demokrasi, laiklik, milliyetçilik, devletçilik, Atatürkçülük diye yapıştığımız sürece bendini taşırarak akacak yıkacak…
Müslüman desen müslüman değil, Hıristiyan desen Hıristiyan değil.
Çarpık, bataklık, karanlık bir zihniyet…
…
Partiler, particikler hurra…
Her birisinin gözü hazinede, para gelecek.
Millet vergi verecek onlar harcayacaklar.
Koltuk sefası!..
Şimdi gidin hangisine sorsanız haklı.
Haksız olan bu çilekeş millettir!
Altında onun boynu kalıyor.
“Ey iman edenler! Eğer kendilerine kitap verilenlerden bir fırkaya uyarsanız, imanınızdan sonra sizi, kafir olarak geri döndürürler.” Bu ayet, şüphesiz beşeri ilişkilerin dışında, Ehl-i kitabın hukukunu, sistemini, ideolojisini kabul etmekle alakalıdır.
Doğrudan Lozan’a hitap ettiğini aklı olan anlar.
…
Yaşı müsait olanlar bilirler.
Eskiden köylerde büyükçe yal kazanları olurdu, koca öküz yalı içtikten sonra kazanın dibini diliyle saatlerce yalamayı pek sever…
Niye öyle?
Çünkü sonunda kafası o kazanda pişecek!
…
İthal ve yabancı olan demokrasi kazanın dibini o kadar da iştahla yalamayın…Kendinize gelin ey ithal siyaset yapan siyasiler!
Bilin ki bu kadar dağınıklığı- çekişmeyi, vuruşmayı bu sıklet çekmez.
Devlet gemisi kaldırmaz, batar...
Sonuçta her birimiz yal kazanında pişeriz…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.