Virüs ola bedeni öldüre, Virüs ola edebi öldüre!
Bazı virüsler vardır bulaşır hasar yapar tedbir alınır aşısı bulunur ilacı bulunur geçer gider.”SARS,MERS”gibi Bazı virüslerde vardır ki; tedbiri zor hasarı devam eder.
“DİLVİRÜS” sakın sözlükte aramayın tabir tarafıma aittir.
Bu yazımızda konu “Corona” virüsü olacak. İnsanlık tarihi boyunca nice virüsler meydana çıkmış nice canlar almış ama yine de virüs mağlup olmuştur.
Eğer virüsler galip gelseydi bugün insanlık bu sayılarda olamazdı.
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyayı tehdit eden Corona=Covid-19 virüsü, kimine göre biyolojik saldırı kimine göre de psikolojik saldırı, kimine göre de bir virüsün mutasyona uğramış halidir.
Bunların ispatlanması hayli zor şeylerdir. Şüphesiz her musibette bir nasihat vardır. İnşallah alacağımız tedbirlerle milletimiz ve insanlık hem musibeti bertaraf edecek hem de bu musibetten nasihat alacaktır.
Esasen üzerinde durulması lazım gelen husus şudur. Bu virüse karşı tedavi geliştirmek kadar, virüsün ortaya çıkışını sorgulamak ta önemli bir meseledir.
Elbette işin ilmi yönü konunun uzmanlarınca incelenecektir, ancak bu işin birde stratejik yönü vardır.
Zira, biyolojik silah biyolojik saldırı eskilerden beri gündemden düşmeyen bir gerçektir.
Öyle ise, Corona virüsü suni bir mutasyona tabi tutularak hazırlanmış bir biyolojik saldırı mıdır? Yoksa kendiliğinden bu karaktere dönüşmüş bir virüs müdür?
İşte dünya kamuoyunun beynini tırmalayan ve cevap bekleyen soru budur. Stratejistler ve istihbarat konularını çalışanlar çeşitli şekillerde bu şüpheyi dile getirmektedirler.
Dünya milletlerinin, ekonomik, siyasi ve askeri münasebetlerine baktığımızda ABD başta olmak üzere batıyı ve İsrail’i ürküten Çin ve ona mücavir doğu milletlerinin hızlı sanayileşmesi ve Çin’in batı pazarlarını istila etmesinin önüne geçilememesi sanki bu badirenin içine oturmaktadır.
Diğer taraftan İsrail’in hedef göstermesi ile ABD’nin İran’a karşı ambargo uygulaması ve bu virüsün önce Çin’de onun peşinden İran da korkutucu boyutlara ulaşması dünya kamuoyunda şüphe uyandırmaktadır.
Soru; bu bir biyolojik saldırı mıdır?
Yoksa kendiliğinden mutasyona uğramış bir virüsün yayılması mıdır?
Stratejik bir zaviyeden bakıldığında masum bir duruma benzemiyor.
Öyle ise bu biyolojik saldırıyı kim yapabilir? ABD ve İsrail’in açıklamaları kafalarda soru işareti bırakıyor.
Ancak bunun ispatı çok zordur. Zira öyle planlar sahneleniyor ki, kamuoyunun büyük çoğunluğunu ikna ediyorlar.
Ama stratejik düşünceleri ikna edemiyorlar.
-2-
Yakın tarihteki Irak’a oynadıkları kimyasal silah oyunu ile Irak’ın bölünmesi ve bir milyona yakın insanın öldürülmesi bu şüpheleri artırıyor.
ABD corona virüsüne karşı New York’ta olağanüstü hal ilan ediyor, bu karar gerçekten bu bir tedbir midir yoksa hakikatı gizlemek için bir ön alma mıdır?
Bunu tarif için aklıma gelen en iyi örnek; basit olmakla birlikte, Futbol müsabakalarında rakip takım sporcusuna tekme atan sporcu kendi ayağını tutarak kıvranır, yin bu cümleden olarak, güreşçi rakibinin gözüne parmağını vurur parmağına üfleyerek müsabakayı durdurma işareti verir, ABD’nin tedbirleri de bu kabilden olmasın.
Aşısını bulamadığımız dilvirüsü de önümüzdeki hafta işleyeceğiz.
Selametle kalın
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.