Ümit Özdağ ve Zafer Partisi 2. Turda Erdoğan’ı destekler mi?
Ümit Özdağ ve zafer partisi, özellikle muhalefeti resmen dumura uğrattı.
Muhalefet hala kendisine gelebilmiş değil.
Özdağ çok radikal bir çıkış yaparak, sarı muhalefet dediği muhalefet partilerinin hemen hepsine adeta kırmızı kart gösterdi.
Zaten Ümit Özdağ muhalefete, ‘sarı muhalefet’ diyordu.
Bu söylemini de önemli ölçüde tutturmuş gibi görünüyor.
*
Zafer Partisi ve Ümit Özdağ, genel olarak mülteciler üzerinden bir strateji izliyor.
Bunu radikal bir söylemle en önde tutuyor.
Ümit Özdağ’ın izlediği strateji, muhalefetteki münafıkların daha iyi görünmesine de sebep oldu.
Hemen her konuda kafası karışık olan muhalefet, mülteciler konusunda da Ümit Özdağ’ın söyleyeceklerine göre hareket ediyor.
**
Muhalefetin kabusu Ümit Özdağ ve Zafer Partisi
Ümit Özdağ ve Zafer Partisi, tutarlı bir stratejisi olmayan muhalefet için adeta bir kabus oldu.
Muhalefet (CHP, İYİ Parti, SP, DEVA, GELECEK, HDP, …) AK Parti tabanından oy almaya çalışırken, kendi tabanlarını Zafer Partisi’ne kaptırma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Evdeki hesap çarşıya uymadı.
6+PKK (HDP) ittifakının masasındaki bütün hesaplarını Ümit Özdağ bir anda bozdu.
Bu kadarını Ümit Özdağ bile beklememiştir herhalde.
**
Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayını PKK mı Zafer Partisi mi belirleyecek?
Millet İttifakı adayını PKK (HDP) belirleyecek derken, ikinci bir belirleyici aktör daha çıktı.
Millet İttifakının adayını ya PKK ya da Zafer Partisi belirleyecek.
Muhalefet partileri (bunlara PKK/HDP da dahil), Zafer Partisi’nin anketlerde hiç görünmemesini istiyor.
Çünkü Zafer Partisi en fazla İYİ Parti ve CHP’den oy alıyor.
**
Ümit Özdağ Cem Uzan ile karşılaştırılmamalı.
Özdağ bir teorisyen ve siyasetçi iken, Cem Uzan bir iş adamıydı.
Cem Uzan başarılı olamazdı. Çünkü Uzan bir siyaset adamı değildi.
Ümit Özdağ da mültecilerle ilgili söylemlerinde daha farklı bir üslup tutturabilirse, muhalefete gösterdiği kırmızı kart ile Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayını belirleyebilir.
Millet İttifakı PKK (HDP) ile Zafer Partisi arasında kalacak.
Ya Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’ın çizgisinde bir aday gösterecek ya da PKK (HDP) çizgisinde bir aday gösterecek.
Millet Partisi eğer Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’ni dikkate almazsa, seçim 2. Tura kaldığında, Zafer Partisi ya Erdoğan’ı destekler ya da tabanını serbest bırakır.
Serbest kalan taban da önemli ölçüde Erdoğan’dan yana oy kullanır.
Zafer Partisi’nin oy oranı tahminim şu anda %4 civarında.
İYİ Parti’den %2, CHP’den %1, AK Parti, HDP ve diğer partilerin tabanlarından toplamda %1 civarında oy aldığını tahmin ediyorum.
Zafer Partisi HDP tabanından bile az da olsa oy alıyor.
***
Ana muhalefet değişiyor mu?
Ana muhalefet yarışı CHP ile İYİ Parti arasında giderken, denkleme Ümit Özdağ ve Zafer Partisi de girdi.
Zafer Partisi adeta kelebek etkisi yaptı.
Meral Akşener (İYİ Parti), CHP tabanını kendisine çekerek ana muhalefet olmayı planlarken, Ümit Özdağ meral hanımın bütün planlarını şimdilik bozdu.
Büyük ihtimalle seçimlere yakın Zafer Partisi, biraz daha merkeze yakın bir strateji izleyecek.
O zaman CHP ve İYİ Parti’den daha fazla oy alabilecek.
Güvenlik Korucuları ile ilgili politikalar geliştirirse, Güneydoğu’da da kısmi bir başarı gösterebilir.
Erdoğan’ın etkisi geçmeden, AK Parti’den ciddi bir oy alabileceğini düşünmüyorum.
MHP’den de ciddi bir oy alacağını beklemiyorum çünkü, MHP de sonuçta muhalefette.
Zafer Partisi üslubunu tam oturtup mesajını net olarak verebilirse;
Suriyelilerin düşmanı olmadığını,
insanları dışlamadığını,
ırkçılık yapmadığını,
insancıl ve adil olduğuna halkı inandırabilirse,
muhalefeti zayıflatıp ana-muhalefetin en önemli aktörlerinden biri olabilir.
Zafer Partisi şu anda muhalefeti sarsıcı bir etki yapabiliyor ama, iktidar için bunu henüz söyleyemem.
Zafer Partisi ve Ümit Özdağ en büyük etkiyi muhalefete yapıyor ve bu durum iktidara yani Cumhur İttifakına fazlasıyla yarayacak gibi görünüyor.
Zafer Partisi Suriyelilerin, hareketlerine daha çok dikkat etmesini sağlayıcı bir etki de yapıyor.
Artık milliyetçi/ırkçı tepkiler Kürtlere değil, Suriyelilere yapıldığı için iç barış için de olumlu bir etkisi var.
**
Ümit Özdağ ve Zafer Partisi Suriyelileri Türkleştirir mi?
Türkiye’deki Suriyelilerin önemli bir kısmı bizim Suriyeliler oldu.
Suriyelilerin çocuklarının çoğunun anadili Türkçe oldu bile.
Üstelik bir asimilasyon politikası olmadığı halde.
Suriyeliler Suriye’ye gittiğinde, Suriye’de küçük bir Osmanlı (Türkiye) kurulacak zaten.
*
Ümit Özdağ ve Zafer Partisi, Hitler’in Yahudi düşmanlığı ya da Güney Afrika ve ABD de görülen ZENCİ karşıtlığı gibi bir konsepte mi sahip?
Ümit Özdağ milliyetçilik mi yoksa ırkçılık mı yapıyor?
Bunu da zamanla göreceğiz.
Ama ırkçılık yaparsa kaybeder, milliyetçilik yaparsa kazanır.
Ümit Özdağ’ın Hitler gibi bir ırkçı olacağını da tahmin etmiyorum.
İç savaş konusunda Ümit Özdağ’ın söyledikleri de dikkate alınmalı.
Yapılması gereken, Suriyelilerin Suriye’ye gitmelerini cazip hale getirmek.
Zorla göndermek, Suriyelileri Türkiye ve Türk düşmanı yapar.
***
Suriye’de sular durulduğu anda sıra; İran ya da Türkiye’dedir.
İran, Şii dünyanın temsilcisi olduğu için yerine alternatif olmadan İran’a bir operasyon çekilmeyecektir.
Büyüyen ve sadece bütün İslam dünyası ile Türk dünyasının değil, başka din ve etnisiteden olan çok sayıda ülkenin de lider olarak gördüğü Türkiye, hedef olacaktır.
2023 seçimlerini Millet İttifakı kazanırsa, 2024 seçimlerinde PKK (HDP)’nın yerel seçimlerde bölgenin bütün il ve ilçe belediyelerini almasıyla düğmeye basılacak.
2024 özerkliğe zemin hazırlama, 2025-2026 arası ise özerklik ilanlarıyla iç karışıklık ve sonrasında dış müdahaleye zemin.
Bu senaryoya göre hareket etmek gerekiyor.
2023-2026 yılları, Cumhuriyetimizin en uzun yılları haline gelebilir.
Millet ittifakı, Türkiye’nin yarısını bir PKK devleti kurmak için isteyen HDP (PKK) ile seçim ittifakı yapıyor.
HDP de FETÖ gibidir.
Amaca ulaşmak için her yolu mubah gören bir harekettir.
Her türlü takiyeyi yaparlar.
HDP de FETÖ gibi Makyavelist bir harekettir.
FETÖ devlete ve Ak Partiye ve sızdı, darbeye kalkışarak memleketin uçurumun kenarına götürdü.
HDP (PKK) de CHP’ye sızmış ve memleketi uçurumun kenarına getirmek üzeredir.
***
1923 (2023) Cumhurbaşkanı adayları; Şeyh Said, Seyit Rıza, Çerkes Ethem, …
Şeyh Said ve Seyit Rıza, CHP’nin tek parti döneminde, CHP’ye karşı isyana kalkışmış ve CHP yönetimi tarafından idam edilmiş, biri Sünni (Şeyh Said), biri de Alevi (Seyit Rıza) ve her ikisi de Kürt olan iki isyancıdır.
Çerkez Ethem ise; Kurtuluş Savaşı öncesi ve sırasında düşmanla savaşmış bir Kuvayı Milliyeci. TBMM hükümetiyle anlaşmazlığa düşmüş, düzenli orduya katılmaya karşı çıkmış ve başka birçok sebepler de eklenince Yunanistan tarafına geçmiştir.
Şimdi düşünün, 1923 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde; Şeyh Said, Seyit Rıza, Çerkes Ethem, … ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk yarışıyor.
Mümkün mü? Elbette değil?
Ama bugün mümkün?
PKK’lı Selahattin Demirtaş, mafya çete lideri Sedat Peker gibiler, hatta Abdullah Öcalan’ın bile Cumhurbaşkanı adayı olması mümkün.
Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu, … gibi birinin Cumhurbaşkanlığı yaptığı bir ülkede bu mümkündür.
PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın çizgisini beğenen Ekrem İmamoğlu,
PKK’lı Selahattin Demirtaş neden hapiste diyen Kemal Kılıçdaroğlu,
PKK’lı Selahattin Demirtaş ile kahvaltı yapma hasretiyle bekleyen Meral Akşener, … gibi birinin cumhurbaşkanı olduğu bir ülkede bu mümkün.
Şeyh Said (Selahattin Demirtaş,
Seyit Rıza (Kemal Kılıçdaroğlu),
Çerkes Ethem (Sedat Peker),
Mıgırdiç Portakalyan (Abdullah Öcalan),
Meryem Vardanyan (Pervin Buldan)
Hepsi de aday olabilir.
***
PKK (HDP)’nın destekleyeceği Cumhurbaşkanı adayı, Kandil’i yerle yeksan edecek
Kimden bahsediyorum?
Tabi ki Kemal Kılıçdaroğlu’ndan.
Ne demişti bay Kemal bey 3 Kasım 2021 tarihli Yozgat konuşmasında, "Terörle mücadeleyi bunların yaptığı gibi yapmayacağız, söz veriyorum, söz. Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler." Demişti.
Kandil’i yerle yeksan etmek ne demek?
Kandil’deki PKK kamplarını bombalayıp, PKK’lıları öldürüp, PKK’yı tamamen bitirmek demek.
HDP ile seçim işbirlikleri yapan Kemal bey bunu yapabilir mi? Elbette yapamaz.
Tabi ki YALAN söylüyor.
HDP ile seçim ittifakı yapıp, PKK’lı Selahattin Demirtaş neden hapiste, serbest kalmalıdır diyen biri, PKK ile mücadele edebilir mi?
Elbette PKK ile mücadele edemez.
*
Selahattin Demirtaş PKK’yı bıraktı mı?
Abisi Nurettin Demirtaş’ı özgürlük savaşçısı olarak gören PKK’lı Selahattin Demirtaş (18 Temmuz 2022), "PKK'nin Türkiye'ye karşı silahlarını tümden susturmasını, bırakmasını isterim. HDP, PKK'nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir" dedi.
Bay Kemal bey ile PKK’lı Selahattin Demirtaş, PKK’ya karşı birlikte hareket edecekler yani.
PKK’lı Selahattin ile Kemal bey birlikte Kandil’i yerle yeksan edecekler.
PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın PKK ile bir ilişkisi yoktur.
Zaten FETÖ lideri Fethullah Gülen’in de FETÖ ile bir ilişkisi yoktur.
Ortada tam bir tiyatro oynanıyor.
Ama hakkını veriyorum.
PKK’lı Selahattin de Bay Kemal bey de rolünü çok iyi oynuyor.
Tabi ki halkımız da oynanan tiyatroyu çok iyi izliyor.
Zamanı geldiğinde kararını en iyi şekilde verecek.
En ADİL HAKEM halkımızdır.
Neredeyse 100 yıldır CHP’yi iktidar yapmayarak, bunu ispatlıyor.
***
PKK Meral Akşener’i veto mu etti?
PKK, Meral Akşener ve Mansur Yavaş’ı şimdilik istemiyor.
İkisini de şimdilik veto etti.
Tabanın bunlara oy vermeyeceğini düşündüğü için. Yoksa ilkesel bir karşı duruş değil bu.
Beşikteki çocukları öldürenin ilkesi mi olur?
Mansur Yavaş ya da Meral Akşener’in kazanacağına inansalar, hiç tereddüt etmeden destek verirler.
Onlar için dünyadaki en büyük düşman ABD-İsrail, Joe Biden ve Benyamin Netanyahu değil, Türkiye ve Erdoğan-Bahçeli ikilisidir.
*
PKK’lı Pervin Buldan, "Meral Akşener'in cumurbaşkanlığı adaylığına çok sıcak bakmıyorum. Çünkü daha demokrat, daha bağımsız, daha özgürlükçü ve gerçekten daha bir kadın olması gerekiyor Türkiye'yi yönetecek kadının. Ben elbette Akşener'in siyasetine karışacak bir insan değilim, herkes kendi siyasetini yapar ancak durduğu çizginin ve anlayışının, yönetim anlayışının cumhurbaşkanlığına çok uygun olmadığını düşünüyorum." Diyerek Meral Akşener’i PKK’nın veto ettiğini ilan etti.
“daha bir kadın olması gerekiyor” diyerek de gerçek bir kadının ancak PKK’lı bir kadın gerilla (Pervin Buldan) olabileceği mesajını vermiş dolu.
Yani Meral hanım bir kadın gerilla olmadan, PKK’dan onay alamaz.
Meral hanım da, PKK desteğini çeker korkusundan bir Asena olamadı.
PKK’ya bir cevap bile veremedi.
***
PKK’nın hedefi 2024 seçimleri ve Demokratik Özerklik ilanı
PKK Suriye’de PKK devleti, Türkiye’de PKK özerkliği stratejisi ile hareket ediyor.
PKK, 2023 seçimleri öncesi, muhalefetin önünü açmak için, Türkiye’ye karşı silah bırakma kararı ilan edebilir.
Aldığımız duyumlara göre; PKK Kandil’de, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefeti zor durumdan kurtarmak için bir ekip kurmuş ve yoğun bir şekilde çalışıyor.
Çatışmalar mı muhalefete yarar yoksa çatışmasızlık mı sorusu etrafında beyin fırtınası yapıyorlar?
Suriye PKK’sı PYD ile Avrupa ülkelerindeki PKK kuruluşları Kandil’e 2023 seçim stratejisi için önerilerde bulunuyor.
Özellikle İYİ Parti tarafını zor durumdan kurtarmak için, Türkiye’ye karşı çatışmasızlık ilanı üzerinde çalışıyor PKK.
Yapılan operasyonlarla zor duruma düşen PKK, hem kendisini zor durumdan kurtarmak hem de Meral Akşener’in önünü açmak için, Türkiye’ye karşı çatışmasızlık ilan edebilir.
Cemil Bayık, Murat karayılan, Bese Hozat, … Suriye’de PYD’den ve Avrupa’da faaliyet gösteren PKK kurumlarından gelen bu ortak şeytani teklifi değerlendiriyor.
İşin içinde ABD, Avrupa ülkeleri, CHP, … var
Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilemeyeceğine inanıyorlar.
PKK da Kemal Kılıçdaroğlu’nın Alevi kimliğinin sorun olacağını düşünüyor.
Bunu da Ahmet Şık, Barış Atay, … gibiler üzerinden gündeme getirmeye çalışacaklar.
Hatta alevi olan kanaat önderlerini de kullanmaya çalışacaklar.
Kılıçdaroğlu’nun kaybedeceğini bildikleri için, özellikle Alevi kimliğini bir bahane olarak ön plana çıkararak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını engellemeye çalışacaklar.
Seçimlerde Dersim/Tunceli isyanının gündeme gelebileceğini ve Kemal Kıulıçdaroğlu’nun da PKK (HDP)’nın da zor durumda kalabileceğini düşünüyorlar.
Ayrıca özellikle muhafazakar Kürtlerin, Kemal Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında bir tercih yapmak zorunda kaldığında, Erdoğan’ı tercih edeceğini hesaplıyorlar.
*
Selahattin Demirtaş üzerinden, eğer Ekrem İmamoğlu aday gösterilmezse, Meral Akşener’in yolunu açmaya çalışıyorlar.
Selahattin Demirtaş’ı konuşturan direk Cemil Bayık’tır.
Demirtaş Bayık’ın adamıdır.
Demirtaş ilerleyen zamanlarda, Mansur Yavaş’ın bile yolunu açabilir.
Ama PKK , dünyadaki bütün kurum ve kuruluşlarıyla Ekrem İmamoğlu’nu destekliyor.
PKK da FETÖ de Ekrem İmamoğlu’nu Atatürk’ten daha üstün bir lider olarak görüyorlar.
PKK’nın da FETÖ’nün de 1. Tercihi Ekrem İmamoğlu
Cemil Bayık da Fethullah Gülen de Ekrem İmamoğlu’nu kendi evladı olarak görüyorlar.
*
PKK, PYD/YPG, Avrupa’daki PKK kuruluşları en çok Ekrem İmamoğlu’nu istiyor
Ekrem İmamoğlu, Meral Akşener, Yavuz Ağıralioğlu, Mansur Yavaş, İlhan Kesici, Abdüllatif Şener, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ertuğrul Günay, Ali Babacan, … Kandil’deki 2023 seçimleri masasında en çok tartışılan isimler.
Ekrem İmamoğlu dışında en avantajlı olanın Meral Akşener ya da ilhan Kesici olduğu, Akşener’in önünü açıp HDP desteğinin milliyetçi muhafazakar seçmende bir rahatsızlık oluşturmaması için Türkiye’ye karşı çatışmasızlık kararı almayı tartışıyorlar.
İktidar-Cumhur İttifakı (Erdoğan-Bahçeli) ile savaş (seçimde mücadele), muhalefet ile ateşkes stratejisi izleyecekler.
PKK’nın en çok istediği cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu’nu, Karadeniz gezisini bahane ederek çizmesine çok kızmışlar.
Suriye’de PKK devleti, Türkiye’de de özerklik stratejisi üzerinde çalışıyorlar.
Önce özerklik sonra PKK devletine ulaşmanın, ancak Millet İttifakı iktidarı ile mümkün olabileceğine inanıyorlar.
ABD, PKK’ya şimdilik Suriye’de bağımsızlık vadediyor.
CHP de Türkiye’de PKK’ya özerklik vadediyor.
PKK’nın asıl hedefi Erdoğan-Bahçeli devrildikten sonra, 2024 seçimlerinde bölgedeki bütün belediyeleri alıp, 2025-2026 yılları arasında özerklik ilan etmek.
PKK’nın Cumhurbaşkanı adayı da, eğer Selahattin Demirtaş’ın adaylığında sorun çıkarsa, Başak Demirtaş ya da Pervin Buldan
Şimdilik bu isimler ön planda.
Başak Demirtaş Kandil’e Selahattin Demirtaş üzerinden selam göndermeye çalışırken,
Pervin Buldan kendisini tekrar HDP eş başkanı olarak atayan Cemil Bayık’a, “bir Kandil fotosu da benden diyerek” teşekkür etmişti zaten.
Pervin hanımın bu paylaşımı aynı zamanda beni cumhurbaşkanı adayı yap mesajıydı.
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayını, eğer Zafer Partisi bu oyunu bozamazsa, büyük ölçüde PKK belirleyecek.
PKK şimdilik dört parça.
Kandil-İmralı-Edirne-Avrupa/
HDP içindeki bir grubun, HDP’den ayrılarak, Abdullah Öcalan çizgisinde bağımsız bir aday göstereceği duyumlarını da alıyorum.
Ayrıca Barzani cephesi de 2023 seçimlerinde bağımsız bir aday üzerinde çalışıyor.
HDP içinde muhafazakar kesimden oluşan bir grup da HDP’den ayrılarak bağımsız bir cumhurbaşkanı adayı göstererek, ileride partileşme planları yapıyor.
Bu grup da Osman Baydemir, Ayhan Bilgen ya da Altan Tan isimleri üzerinde çalışıyor.
2023 seçimlerinde en çok sürpriz, PKK (HDP) tarafında olacak gibi görünüyor.
Silah tehdidi azaldıkça, PKK’da bölünmeler ve ayrılmalar da artacaktır.
Şu anda HDP’yi, PKK’nın silah tehdidi bir arada tutuyor.
HDP’liler PKK’nın silah tehdidinin çil yavrularıdır.
PKK’nın silahları olmasa, HDP çil yavrularından oluşan bir partiye döner.
***
Türkiye’nin 5. Suriye operasyonu için kurulan büyük tuzak
Türkiye’ye kurulan en büyük tuzak (içeriyi karıştıracak), 300-500 cenazeli (asker kaybı) bir tuzaktır.
PKK, Türkiye’nin operasyon yapacağı bölgelere Türkiye kökenli elemanlarını sevk ediyor.
Bununla yapmak istediği, Türkiye’ye mümkün olduğunca fazla cenaze göndermek.
Fakat bunun 2023 seçimlerini nasıl etkileyeceğini, muhalefet (CHP-İYİ Parti, …) ile HDP arasındaki iş-birliğini nasıl etkileyeceğini kestiremiyor.
*
PKK’ya verilen ABD silahlarının kullanılacağı zaman henüz gelmedi.
Suriye’nin işi bittikten sonra sıra Türkiye’ye gelecektir.
Türkiye, PKK (YPG/PYD) üzerinden İslam coğrafyasına hançer saplayan ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, … gibi güçleri Suriye’den çıkarmak için PKK’ya bir operasyon yapma hazırlığında.
Aslında bu operasyon PKK’ya değil, PKK’nın arkasındaki güçlere yapılan bir operasyondur.
Türkiye’nin bütün operasyonları, İslam dünyasını yerli (PKK, DEAŞ, …) görünen işbirlikçiler kullanılarak yapılan işgalleri engellemeye yöneliktir.
***
CHP’de Sünni-Alevi çatışması
Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce arasındaki mücadele bir Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmedi.
Bunda Muharrem İnce’nin payı çok büyüktür.
Ama Makyavel Ekrem için her yol mübahtır.
Namaz da kılar, oruç da tutar, Türk milliyetçisi de olur, Kürt milliyetçisi de olur, Çerkez, Laz, Rum, ermeni, Boşnak, Arap, .. da olur. Sağcı da olur solcu da.
Alevi de olur Sünni de
*
Makyavel Ekrem durup dururken durup dururken (27 Temmuz 2022), “Sünni bir ailenin çocuğuyum” dedi
Aynı zaman diliminde bununla da yetinmedi Makyavel Ekrem ve "Kürt ve Şafii vatandaşlara hizmet etsin diye gassal aldım, diyorsun ki bu terörist.” dedi.
Makyavel Ekrem CHP içinde Alevi-Sünni çatışması çıkarmaya çalışıyor.
Memleketi ateşe bile atsa, kendisine yarayabilecek her şeyi kullanıyor Makyavel Ekrem
***
Irak (ABD, İran, İngiltere Koalisyonu) devlet mi, kanton mu?
Irak’ın bugünkü bölünme (Anayasa) sistemini, ABD kurmuştur.
Irak, İran (Şii) rejimi ile yönetilmektedir.
Irak’ı yönetenler, İngiliz vatandaşlarıdır.
Kısacası Irak’ı ABD, İran ve İngiltere koalisyonu yönetmektedir.
*
Türkiye’yi de kantonlara ayırmak istiyorlar
ABD, Barzani yerine PKK’yı güçlendiriyor.
Barzani Irak içinde bir kanton olmuş durumda.
Sıra Türkiye’ye doğru geliyor.
*
“ABD'nin kanton planı! … Amerika, Suriye'de kanton devletler kurmayı planlıyor. Bunun için de DAEŞ ve PYD-PKK'yı besliyor. Terör Uzmanı Galip İlhaner, "ABD, bu planlarını alt üst eden TSK'ya karşı PYD'ye silah göndermiş olabilir" şeklinde konuştu.
BOP KANTONLARI KURULUYOR
PKK'yı yıllardır besleyen üst aklın Türkiye'ye karşı planladığı Türk-Kürt savaşının temellerini Suriye'de oluşturmaya başladığını belirten Terör Uzmanı Galip İlhaner, "PKK üzerinden Türk-Kürt savaşı tuzağına çekilmek isteniyoruz. Son olarak ABD ve FETÖ darbesi gösterdi ki; Türkiye içerideki işbirlikçilerin de ortak olması ile dışarıdan bir müdahale ile bölünmedi. Üst akıl, Türkiye'nin dış (NATO, BM) müdahale ile bölünebileceğini planladı ama 15 Temmuz çetesinin darbesi ile ortaya çıktı ki, dış müdahale de yeterli değil. Şimdi ise herkesin (Türk, Kürt, Alevi, Sünni gibi kendi savaşını vereceği bir kantonlaşmaya doğru sürükleyip, özellikle de Türk-Kürt savaşına çekmeye çalışıyorlar. Çünkü Türk-Kürt birliği olursa hiç bir planları tutmayacak. PKK'nın sürekli "bağımsız devlet istemiyoruz" yalanının arkasındaki gerçek de kantonlaşma projesidir. ABD kantonlaşma ile Kürt-PKK Kantonu, Arap Kantonu, Ezidi Kantonu vs. gibi kantonlarla bölgeyi ayrıştırmayı had safhaya çıkarmak istiyor. Suriye'de gerçekleştirilmek istenen proje, sonrasında Türkiye'ye de yayılmak isteniyor. Bu projeyi Türk-Kürt birliği bozabilir" dedi.
BARZANİ VE PKK'NIN MÜCADELESİ
ABD'nin bağımsız Kürt Devleti hayalinde şimdilik Barzani'den değil PKK'dan yana durduğuna dikkat çeken İlhaner, "PKK devletinin kurulmasını istiyor. PKK'yı da PYD'den ayrıştırma numarasıyla Suriye'ye gönderdiği silahlar ve kurduğu havalimanıyla PKK-Kürt devletine destek veriyor. PKK'yı DAEŞ bahanesi ile ağır silahlarla donatıyor. Ancak o silahların bir gün İran, Türkiye ve Barzani'ye doğrultmayacağını kimse garanti edemez. PKK devletini, İsviçre gibi model bir ülke haline getirme planları var. Aralarında sınır bağlantısı olmasa da kantonlar birbirlerine bağlı olabilir. Kantonların yönetimi tek merkezden olacak. PKK'yı modern silahlarla ve kanton-el yönetimle büyütüp, ileride gerekirse, konjoktüre göre kantonları birleştirerek, ABD'ye bağlı "bağımsız bir devlet" (PKK Devleti) haline getirme planları var. Barzani ve PKK şu anda yarış halindeler, kim daha önce bağımsızlık ilan edecek yarışı? Barzani'nin bağımsızlık ilan etmesine hem PKK hem ABD şu anda karşı. ABD, bütün Kürtler'i tek çatı altında toplamak istiyor. Demirtaş'ın Irak ziyareti de bununla bağlantılı. ABD, bütün Kürtleri Kürtler'in birliği kamuflajı altında, PKK çatısı altında toplamaya çalışıyor. Türkiye Kürtler'i kantonları, Irak Kürtler'i kantonları, Suriye Kürtler'i kantonları, İran Kürtler'i kantonları. Strateji tam olarak budur" şeklinde konuştu.
ABD İKİSİNİ DE BESLİYOR
Türkiye, Suriye'de tam manası ile bir tuzağa çekilmek isteniyor diyen İlhaner, "Son derece dikkatli olmalıyız. ABD, DAEŞ ve PYD'nın bitmesini istemiyor ve her iki terör örgütünü de besliyor. PKK/PYD ve DAEŞ, Ortadoğu'nun kantonlaştırılması için kullanılıyorlar. Ortadoğu'nun kantonlaştırılma süreci bitmeden DAEŞ bitirilmeyecek. Hatta DAEŞ'e de bir kanton kurularak, DAEŞ de ödüllendirilebilir. Ortadoğu'daki bütün etnik, dini yapılar için kantonlar kurulabilir. Türkiye DAEŞ'e karşı savaşırken ABD'nin köpekleri YPG tarafından da vurulabilir. ABD'nin gönderdiği silahlar bu nedenle kullanılabilir" dedi.
https://www.haber7.com/
***
27 Eylül 2016 tarihinde ABD’nin Ortadoğu’yu kantonlara bölme planını deşifre ettiğimiz haberden 2 gün sonra, ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Anthony Blinken konu hakkında açıklamalarda bulunmuştu.
*
Hain planı Milat bozdu!
'Türkiye, Suriye'de tam manası ile bir tuzağa çekilmek isteniyor. Terör uzmanı Galip İlhaner'in, 'Son derece dikkatli çalışmalıyız. ABD, Suriye'de DAEŞ ve PYD'nin bitmesini istemiyor. ABD'nin YPG'ye gönderdiği silahlar bu nedenle TSK'ya karşı kullanılabilir' açıklamalarından sonra ABD'den cevap gecikmedi.
ŞERİF VAROL / İSTANBUL
Milat Gazetesi'nin ABD'nin Suriye'de kanton bölge kurma planını ifşa etmesinin ardından ABD'den cevap gecikmedi. ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Anthony Blinken konu hakkında açıklamalarda bulundu. NTV Dış Haberler Koordinatörü Ahmet Yeşiltepe'ye konuşan Blinken, Musul ve Rakka'nın DAİŞ'ten geri alınması için yapılan askeri planlamalarda ilerleme sağlandığını söyledi. Blinken, Suriye'de Kürt kantonların birleşmesine destek vermediklerini de açıkladı. İşte o haberimiz ve Blinken'in açıklamasından satır başları:
"Öncelikle NATO müteffikimiz Türkiye ile olağanüstü derecede yakın bir işbirliği içerisinde olduğumuzu belirtmeliyim. Son 6 ayda buraya üçüncü gelişim bunun bence en önemli kanıtı. Üst düzeyde bir çok yetkili son dönemde sık sık Türkiye-Amerika arasında adeta mekik dokudular. Bu da iki ülkenin çok yakın bir koordinasyon içerisinde çalıştığının bir diğer göstergesi. Birlikte DAİŞ'e karşı mücadele konusunda çok önemli ilerlemeler kaydettik. Şu anda öyle bir noktaya geldik ki, hem Irak hem Suriye'de kendisine "halifelik" adını veren bu bölgesel yapıyı artık ortadan kaldırma imkanı yakalamış durumdayız. DAİŞ'in sözde halifeliğinden geriye bir tek Musul, Rakka ve Dabık kaldı. O nedenle şu anda bu bölgeleri geri almak için çeşitli planlar üzerinde çalışıyoruz.
Suriye'deki ortak çabalarımızı da konuştuk. Öncelikle, Türkiye'nin sınır bölgesindeki olağanüstü faaliyetleri sayesinde artık DAİŞ'in sınıra erişimi yok. Bu "Fırat Kalkanı Operasyonu"nun sağladığı en önemli avantajdır. Biz bu çabayı kuvvetli bir şekilde destekledik. Şimdi ise, Türkiye ile Ilımlı Suriye Muhalefeti'nin çabalarının sağladığı kazanımların güçlü bir şekilde kullanılacağı bir ortam oluştuğunu görüyoruz, bu konuda da konuştuk. Ayrıca artık Rakka'yı almamız gerektiği hususunu da konuştuk; belirttiğim gibi bu bölge Suriye'de Dabık ile birlikte geriye kalan en büyük parça. Bu kapsamda en etkili plan hangisi olur, kimler bu planın bir parçası olacak, bunu nasıl gerçekleştireceğiz, gibi konuları konuşuyoruz.
Suriye'de ortak düşmanımız olan DAİŞ'e karşı mücadelemizde etkili ortaklarla çalışmaya gayret ettik. Bu ortaklardan birisi, Arap ve Kürt bileşenlerden oluşan "Suriye Demokratik Güçleri" olarak bilinen grup. Bu ve başka gruplarla bugüne kadar DAİŞ'e karşı mücadele ettik. Ama Türkiye bizim NATO müttefikimizdir ve uzun yıllardır, ta 1952'den bu yana ortağımızdır. Bu sebeple de Suriye'de DAİŞ'e karşı giriştiğimiz mücadelenin Türkiye ile tam bir danışma ve şeffaflık içinde gerçekleştirildiğinden ve hiçbir hareketimizin Türkiye'nin güvenliğine zarar vermeyeceğinden emin olmak istiyoruz. Tam aksine bunların Türkiye'nin güvenliğini arttıracak operasyonlar olması önemlidir. Tabii ki DAİŞ'in yenilmesi hem Türkiye'nin hem de bizim güvenliğimizi arttıracak bir durumdur.
Evet, bu konuda tüm taraflara, bahsettiğiniz gruplar da dahil olmak üzere, çok açık ve net şekilde Suriye'nin toprak bütünlüğünü kuvvetli bir şekilde desteklediğimizi ve Suriye'de Kürt kantonları olarak bahsedilen bölgelerin birleştirilmesine karşı olduğumuzu ifade ettik. Bu konuda şimdiye kadar net bir tavır aldık ve tutumumuz bu şekilde devam edecektir.
Bu konuda şunu çok net ifade etmek istiyorum bizim verdiğimiz her destek Suriye'deki Arap Koalisyonu'na yani "Suriye Demokratik Güçleri"nin Arap bileşenine verilmiştir; YPG'ye değil. Bu kuvvetlere geçmişte cephane ve teçhizat sağladık; bugünkü desteğimiz de bu kapsamdadır.''
https://www.milatgazetesi.com/
*
Irak’ta; Kürt-Türkmen, Arap-Kürt, Şİİ-Sünni kardeşliği arasına ciddi duvarlar ördüler. Bununla da yetinmediler. Şimdi Şiiler arasında bile fitne çıkarıyorlar.
Irak’ta yaşananlardan önemli dersler çıkarmalı ve buna göre etkili tedbirler almalıyız.
Türkiye’yi de kantonlaşma süreci bekliyor.
PKK’nın hendeklerle, özerklik ilanlarıyla başaramadığını, 15 Temmuz gecesi yapmaya çalıştılar.
15 Temmuz işgaliyle başaramadıklarını, 2023 seçimlerinden sonra tekrar deneyecekler.
Son vuruş 2024 yerel seçimleridir.
2024 yerel seçimleri, kantonlaşmaya adım atılacak seçimler olacak.
2023 seçimlerindeki hata, Türkiye’nin kantonlaşmasıyla sonuçlanabilir.
İktidar da muhalefet de buna göre hareket etmelidir.
Hatta HDP bile bu oyuna gelmemelidir.
Bu oyunun kazananı; Batı (EGE)’da Yunanistan (ABD), Doğu’da Ermenistan, Kuzey’de Rusya, Güney’de ABD-İsrail olur.
Batıda Yunanistan (ABD-İngiltere-Fransa)’ın hedefi; EGE Adaları, İstanbul, Kıbrıs, …
Doğuda Ermenistan’ın hedefi; VAN, Ağrı, Erzurum, Azerbaycan, …
Kuzeyde Rusya’nın hedefi; Boğazlar, Azerbaycan, …
Güneyde ABD-İsrail’in hedefi; Arz-ı Mevud (Büyük İsrail), …
Oyuna gelirsek, sadece biz kaybederiz.
Bizim dışımızdaki herkes kazanır.
İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, … onların hedefi mi?
Onlara küçücük bir hedef bile bırakmazlar.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.