Şeytanlar işbaşında!
Çürük etiketli binaların çamur yığını haline geldiği bir ortamda hisleri, acıları dile dökmek öyle kolay bir iş değil. Yıkılanlar 1999 öncesi binalar, TOKİ binaları dimdik ayakta, en azından bu da bir referans sayılır.
Ama yeterli değil…
Ta ki çok katlı yapmaya devam edildiği sürece, bir gün yedi şiddetinde değil de dokuz şiddetinde deprem olursa onların da altlarında kalırız.
Artık bu deprem, çok katlı yapılaşmaya ders olsun.
35 binin üzerinde insanını toprağa gömen bir ülke olduk.
İthal rejimin rant tahribatı.
Üzerimize atom bombaları atılmış olsaydı bu kadar zayiat olmazdı.
İşte Rus ve Ukrayna harbi, varıl bombaları atıldığı yerlerde bile ölenlerin sayısı bizdekinin yarısı bile değil. Demek ki kazaya kurban gitmemek için ciddi anlamda tedbir gerekiyor…
Bir de olaylara gönül gözü ile bakınca, peşinden uyarısı gelir.
Yaprak bile sebepsiz kımıldamaz…
Sebepsiz, ne yollarda kazalar olur, ne de tsunamı gibi koca şehirleri yutan azgın denizler kudurur. Ayağımız taşa değmişse mutlaka vardır bir nedeni.
…
Allah’a şükür ülkemiz zengin, toprağımız verimli.
Tüketime yetiştiren fabrikalarımız çılgınca üretiyor.
Yaraları sarmak için insanımız seferber olmuş ayakta.
Yardımlar yağan yağmur gibi.
Ne var ki yeri deşen fareler rahat durmuyor.
Kameralı yalan haberler yayan, enkazlardan mal kapıp kaçıran, hazır fırsat fiyat artıran şeytanlar işbaşında…Haramın da binası olmaz.
Bir delik bulup mutlaka çıkacak…
Yangın olur, sel olur, deprem olur.
…
Bu millet afetleri dayanışma halinde bir bakıma savar da atılan çamurların izleri kalır. Muhalefetin derdi siyaset, koyun can derdinde kasap et derdinde.
Bu fırtınalı ortamda seçim ertelenemezden başladılar.
Yahu bu kafa manda kafası olsa bile az çok çalışır.
On ili mahalleleriyle, caddeleriyle harabeye çeviren depremin enkazında sağlıklı seçim nasıl olur? Ev mi kaldı adres mi kaldı.
Olmayacağını bildikleri halde, “seçim gününde” diye bastırıyorlar.
Gayeleri belli, kazanamadıkları taktirde geçtiğimiz seçimden daha şedit seçmen adresi kargaşalığı çıkaracaklar.
Eğitim engellenmesin yaygarası, yine maksatlı.
Eğitim yapılacak okul mu kaldı?
Milli Eğitim Bakanı soruna taşımalı çare bulunca da kıskançlıklarından ha çatladı ha çatlayacaklar. Hele de depremzede evlerinin bir yıl içinde inşa edilmesi halinde mosmor olacaklar, yatağa düşecekler.
…
Zihniyetleri kökten bozuk.
Efendim, Sultan Hamit gitsin de ne olursa olsun…
…
Sade seçim zurnası değil..
İttihatçıların Osmanlı devletine yaptıkları gibi şimdikilerin de kafalarında ırk ayrımına dayalı Suriyeli düşmanlığı var. Sanki bu ülkede kimliğinde Türk yazdığı halde yağma yapmayan yokmuş gibi deprem talanını masum Suriyelilerin üzerine yıkarak halklar arasına kin tohumları ekiyorlar.
Gaye, Müslüman halkları birbirine tutuşturmak.
Bu hainler Türk olmadıkları halde sürekli Türkçülük yapmalarının nedeni, sen Türkçü diye direttiğinde diğeri de Arapçı, Kürtçü diye diretecektir.
O yüzden Katar gibi müslüman ülkeler, kardeş ülke diye yardıma gelmeyince İsrail çıkacak işin içinden. MARŞAL yardımı, domuz karışımı süt tozu.
…
Kışkırtıcılar…
Kamu bankalarının bağışlarına taktılar.
Kamuya ait para bağış nasıl olurmuş?
Be adam, bu deprem olayı ilk değil, senin dedenin devrinde de bir çok depremler olmuştu, CHP’ye yıllarca para pompalayan İŞ Bankası kaç lira bağışladı? Veya öteki beri ki! İşte Erzincan Depremi, diktatör Şef İnönü trende kağıt oynayarak gitti güle oynaya hemen döndü.
…
Sade bu kadarla kalmıyorlar.
Güya enkazdan çıkarılanlar AK partili imiş.
Kör şeytan senin gözün kör olsun emi… 16.2.2023 E. Hakim Nusret Çiçek
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.