AYŞEGÜL TÜTEN

AYŞEGÜL TÜTEN

Samanyolunda Ziyafet!

A+A-

"Oruç hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç, tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Madem ki geldi onu iyi tanımak gerek. 

En güzel Ramazan yazılarının sahibi yazar, müstesna bir oruç şuuru aşılar okuyanlarına. Benim de gençlik yıllarımda oruç bilincini kazanmamda, idrak etmemde büyük payı olan, kalbime dokunan hâlâ hafızamda canlı bir şekilde yer edinen yazılarıyla üstat Sezai Karakoç'un, fikrimce her Ramazan tekrar tekrar okunması icap eden o güzel cümlelerinden dinleyelim Ramazan'ı hep birlikte;

"Oruç boş bir çerçeve olarak veya bir mevsim gibi sadece tabiatın bir parçası olarak gelmedi. Tarihin bir parçası olarak geldi. Dolu geldi, kendindekini boşaltacak, giderken de dolu gidecek, dolu gitmeli.

Her yılın orucu büyük "Oruç Kitabı"na sabırla ve meleklerin üslubuyla işlenmiş bir sayfa, bir yaprak gibi eklenir. 

Taşların, ağaç kovuklarının, toz zerrelerinin bile en keskin bir hafızayla şahitlik yapacağı büyük Hesap Gününde şüphesiz "Oruç Kitabı" en büyük şahitler arasında görünecektir.

Demek ki oruç çağımıza, göklere mahsus nişanlarla donanmış, büyük ve yetkili bir şahit olarak geliyor ve geldi.

"Gök şahidi oruca mahsus besinler,

Yükseltilen dualar, derinleşen secdeler, 

Kur'an sesiyle aydınlanan ikindiler,

Allah adına diriltilen geceler." demekti oruç ayı....

Oruç geldi, ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir. Giderken bizden de ona ölümsüzleşecek birkaç şey katılmalı. Yalnız insan orucu özlemez, oruç da insanı özler, oruç insana acıkır ve koşar gelir.

Oruç geldi, öyleyse oruca yemek taşımalı, su sunmalı, orucun lambasını yakmalı, örtüler atmalı üzerine ki geldiğinden daha zengin gitsin, verdiğinden daha çok alsın.

Çağımız müslümanlarının portresini eski çağ müminlerinin portrelerinin yanına çizecek ya, öyle bir portremizi çizsin ki ileride gün olur ki o portreyi bize gösterirler utanmayalım o zaman ondan."

 

"Zamanı kullanırken bizim Müslüman olarak herhangi bir kafirden farkımız yoksa elbet Ramazan'ı bir yoğunluk dönemi, İslami titizliğin bir bahçesi olarak kavrayamayız, yaşayamayız." diyen İsmet Özel'in de belirttiği gibi; Ramazan Müslüman için bir yoğunluk dönemidir. Bütün bir yıl özlemi çekilen bir zaman parçası olması düşünülür Ramazan'ın ama modern çağ, hız çağı; zamanın, metafizik olanın, Müslümanca ihsaslarımızın önemini yitirdiği, köreltildiği bu çağ Ramazan algımızı, hassasiyetimizi de vurmuştur. Ramazan'a folklorik bir hüvviyet kazandırarak, orucu salt aç kalmaya, "en hakedilmiş sofra olması gereken" iftar sofralarını ritüele, sahur feyzini hiçe indirgemiş bu çağ Ramazan ruhunu söküp almış bizden. 

Müslüman Ramazan'ı ve orucu da fırsat bilip zaman ve mekan mefhumlarını onarmalı, imar etmelidir yeniden. Vakit ve zaman eksenlidir Müslüman, çünkü vahiy hayatımızı öyle şekillendirir. Oruç bir vakit ibadetidir, namaz ve hac da yine öyle. Zamanın, zamanı verimli kullanmanın önemine vurgu yapar vahiy, herhangi bir vakitte aç kalmak değildir esas olan. Ümmetin hep birden belirlenen vakitte oruca niyet etmesi ve aynı vakitte orucunu açması bireysel değil, toplumsal, sosyal yönünü gösterir Ramazan'ın. İbadetlerle zaman ve mekan açısından kayıt altına alınmıştır Müslüman.  

"Gerçek gün doğuşu, gerçek kuşluk, gerçek öğle, gerçek ikindi, gerçek akşam ve gün batışı, gerçek gece ve yatsıdır oruç, gerçek zaman oruçladır." derken Sezai Karakoç da zamanın ve mekanın gerçek anlamını ibadetle kazandığını kastetmiştir.

"Çocuklukta başlar orucu sevmek, hatta bir büyüme belgesidir, nitekim oruç çocuk kalbinde cesaret göstergesidir, çocuklar için başka bir tattır." diyerek yazar çocuk ve orucu anlatır bize.

Oruç ve namazla bir kutsal dünyaya girer çocuk, sözle değil bizzat o dünyanın içinde yaşar Mutlak Gerçeği.

10 yaşındaki kızım bu yıl orucun hepsini tutmaya azmetti, "Zorlanırsan, okulda arkadaşların tutmazsa, canın çekerse" dediğimdeyse "Bu benim görevim, zorlanmam" demişti, boyundan büyük laf ederek.

Ramazan ayında gösterilen sabır, azim gayret ve haramlara karşı hassasiyet ruhumuzu yüceltirken aynı zamanda ruhumuzu günahlardan temizler.

"Ramazan dünya içinde ahirete bir aylığına Müslümanların toptan hicreti gibidir." derken üstat; bir ay dünyanın kirinden pasından ruhu arındırmak, bir ay nefis tezkiyesi yapmak, bir ay muhasebeye çekmek geçen bir ömrü, tövbe ile manevi kirleri, sadaka ve fitre ile de maddi kirleri temizlemek imkanından bahseder Ramazan'ın .

Bir imkandır Ramazan, imanın olduğu yerde imkanlar tükenmez diyen mümine bir fırsattır, zamanı ve mekanı doğru yönetmek için. Oruç ve Ramazan kendimizi gerçek kendimiz yapmak için Allah'ın bize lütfettiği mucize bir nimettir. "Melek ülkesinin dünyaya çağrıldığı aydır Ramazan kendinden uzaklaşan insanın özüne dönüşüdür." der Karakoç.

Hayvandan meleğe doğru bir yolculuk, içteki karanlıkların eriyişi, yerine metafizik ışıkların almasıdır oruç.

Seçkin insanların davetlisi olduğu bir doğaüstü ziyafet, bir gök sofrasıdır oruç, üstadın da dediği gibi "insanın her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir." 

Ramazan bir manevi iklim, manevi atmosferdir, duaların en yücelere yükseldiği aydır.

Oruç bir ruh analizidir, muhasebe vaktidir, eğrilmişse yolumuz düzeltme fırsatıdır. Şahsiyetimizi mayalama zamanıdır. Gidermek eksiklerimizi, tamamlamak benliğimizi, ruha açılan tabiatüstü pencerelerden sızan nurlarla. Geçici diyar dünyadan kalıcı diyar ahirete aralanan bir kapıdır her yıl, uhrevi havayı teneffüs edip dünyayı onarmak güzelleştirmek fırsatıdır.

Semalara doğru seyahate davet eder oruç bizi senede bir ay. Maddenin çıkmazına dalan insanı tekrar mana alemine, iç dünyasına davet eder Ramazan, ruhunu kaybetmiş ve sadece maddi tatmin duygusuyla hareket eden seküler insan profili karşısında inanan insanı bu çıkmazdan kurtaracak yegane hikmettir oruç.

Bizden öncekilere emrolunduğu gibi bize de emrolunan oruç en kadim ibadetlerdendir. Metafizik olana önem veren dinimiz, ölen dünyanın karşısına İslam ile dirilen insanı koyar, tabiatı daha iyi anlamak, okumak, kavramları yeniden yapılandırmak gece ve gündüzü, yani zamanı kıymetlendirmek için bir davetiyedir oruç.

Zamanın kirlettiği, ölümün eskittiği vücut ve ruh için bir dinlenme arınma fırsatıdır Ramazan ayı. Bu dünyadan sıyrılıp göklere yükselmenin yani ruhsal miracın ayıdır Ramazan.

Gök sofrasından uzanmış bir eldir mümine oruç, heybetli ve şefkatli. Mahza manevi bir zevktir, fiziki zayıflık verse de kalbi bir kuvvettir oruç.

Mümin Ramazan ayına girdiği gibi çıkmayacaktır elbette eğer Ramazan onda bir şeyleri değiştirmiyorsa ne yazık, ruhunu maddi ve manevi dezenfekte etmeyen o nasipsiz insana!

Tut bizi oruç, imar et ruhumuzu arındır, tamir et gönüllerimizi.

Öyleyse bereketlendir kalbimizi ey Ramazan!

Mümin kalbimizde iftar et ey oruç! 

"Ramazan sana selam, senin bilincine varanlara kutluluk!"

"Alnımız secdede bulsun bizi her lahza ezan 

Ve hazin ömrümüzün her günü olsun Ramazan" 

Faruk Nafiz Çamlıbel

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.