Yapraktan insana geçen dört renk!
Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş’a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.(Araf /54.Ayet) Ayeti kerimede Allah ‘ın kainatı altı günde yarattığı belirtiliyor.
Altı günde yaratılan gezegenler ,yörüngeler ve sistemler …
Her biri mükemmel bir uyum ve düzenle yaratılan … Bunların içinde olan dünya gezegeni de aynı mükemmellikle 4,54 milyar yıl önce yaratıldı.
Önce gökyüzü sonra yeryüzü ,toprak ,ağaçlar ,hayvanlar ve en son insan…
Yaratılan herşeye bir öz bir program bir döngü verdi .Bu döngünün içeriği altı günde tamamlanmıştı. Altı günde yaratılan her varlık kaderinin son gününe kadar bu altı günü bir döngü şeklinde yaşayıp durdu. Fidanın ilk yaratılışı önce tohum sonra küçük bir bitki sonra dallanıp budaklanır sonrasında bir çiçeğe dönüşüverir. İşte bu dönüşüm evresini sürekli yaşayıp durur her canlı…
Sigmund Freud ‘a göre insan yaşamının ilk altı yılı kişilik oluşumunda sorumlu tutulmaktadır. İnsanlar doğuştan getirdikleri libido (yaşam enerjisi) ile dünyaya gelir.
Freud ,kişilik ve ahlak gelişiminin büyük ölçüde altı yılda tamamlandığını altı yaşından sonra önemli gelişmeler olmadığını öne sürmektedir. Bilim adamı da ilk altı yıldan yola çıkmıştır.
Sonradan yaşadıklarımız ilk çocukluk dönemi olan altı yılın tekrarıdır diye dile getiriyor. Aynen kainatın yaratıldığı altı günün tekrarı gibi…
Önce filizlenip büyüyüp yeşeren çiçekleri ile güzel kokular etrafa saçan bir ilkbahar sonra meyvesini yemeğe başladığımız yaz ayları…
Yaprağının soluyup döküldüğü sonbahar ve kendi köşesine çekilip itikafa gireceği kış ayları…
Her canlı her bir mevsimde bir dönüşümün izini gösterir.
Bu izler ise yaratılışın ve ilk altı yılın üzerine konulan zamanlardır. İşte insanda bu bitkiler gibidir.
Kimisi rüzgar, güneş ve fırtına karşısında az sarsılırken kimisi ise gelen küçük poyrazlar karşısında devrilip durur.
Dik durmayı en iyi başaranlar ise ilk altı yılda en güzel ve en sağlıklı şekilde çocukluğunu tamamlayanlardır.
Aynı kainatın tamamlamışım gibi… Rabbimiz kainatı kusursuz bir mükemmellikte altı günde yarattı.
Ama yaratırken herseyi aslına en uygun ve yaratacağı her türlü bela, musibete karşı çokça dayanıklı yaratmıştır.
Evet o kadar dayanıklı ki 4,54 milyar yıldır mükemmel bir düzenle halen devam etmektedir.
Velhasılı kelam insan dik durmayı ,sarsılmamayı veya rüzgar onu düşürdüğünde tekrar nasıl dirilmeyi kainata bakarak başarabilir. İlkbaharın ilk günlerinde haşin olan kıştan çıkan kuru ağaç dalları önce kuşların zikirleriyle dirilirler.
Zikri duyan kuru dallar aynı insanoğlunda olduğu gibi dirilir ve sakladıkları küçük fidanları çiçek olarak bize bağışlarlar.
İnsan kalbi peki ya “Kalpler ancak Allah ‘I andıkça tatmin olur.”(Rad/28) Kışı yaşayan insan kurumuş dallarına baharını ancak dili ile getirebilir.
Dilde başlayan zikir önce kalbi sarar sonra ise aklı sarar.
Kalpte zikir başlayınca dil sussa bile o yine devam eder ihlas ile..
Sonra ise akla şeytanın getirdiği kötü vesvese ve yaşanılmış tüm kötü argümanlar unutulur gider.
Gece en güzel uykuya dalmanında yöntemidir.
Her kışı bahara çevirebilene ve baharını zikriyle getirebilenlere sevgiyle….
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.