FİLİZ SOYDAŞ

FİLİZ SOYDAŞ

Neler oluyor böyle?

A+A-

Bir anne on altı, on sekiz ve yirmi iki yaşlarındaki çocukları için, “ben çocuklarımın yanında olmayı istedim ama onlar beni istemedi,” diyor.

Kızı ise şu şekilde anlatıyor halini. “Annem yeniden evlenince, kardeşlerimle beni yurda verdi. Bizi karşısına alıp sohbet etmezdi ve bizim anlattıklarımızı da dinlemezdi. Kendi kendimizi idare edecek yaşa geldik ve annem yanımızda olmak istiyor ama şimdi de biz onu istemiyoruz.”
    Bir baba da diyor ki “çocuğumun bunu yapmasına çok şaşırdım, hiç böyle bir çocuk değildi.” Babasına çocuğun verdiği cevap kinayeliydi. “Benimle oturup sohbet etseydi belki bir cümlemden ya da bir hareketimden bunu yapmaya meyilli olduğumu anlar, bu kadar şaşırmazdı.” (Çocuğun bunları söylerken takındığı alaycı tavır ve gülüşü yüreğimi paraladı.)
   

Peki neler oluyor böyle, ebeveynler ile çocuklar arasında açılan bu mesafenin sebebi ne? Uçurum demek istemiyorum; bu çok karamsar ve dönüşü olmayan bir yol gibi görünür. Aradaki bu mesafenin, baştan açılmasını önlemek zor değil fakat artık maalesef olan olmuş ve o mesafe bir kere açılmışsa da kapatmak imkansız değildir.
    Çocuk dünyaya gelir.

Anne baba onu sever, korur, imkanları dahilinde ya da imkanlarını zorlayarak evladının ihtiyaçlarını görür. Araya yıllar girer, sonra çocuk büyür, okula başlar. Günün rutini şudur: Çocuk okuldan döner, baba işten gelir, anne sofrayı kurar ve akşam yemeği yenir, sonra güzelce sohbet edilir.

Bu sohbetler sayesinde anne ve baba evladını, evlat da anne ve babayı tanır. Burada kilit kelime “tanımak” Bugün yaşanan birçok sorunun sebeplerinden biri belki de en önemlisi tanımamaktır.

Çünkü tanımak demek ya da tanımak için çaba harcamak demek önemsemekten ileri gelir ve çocuğunuza kendini çok mühim hissettirir. Öyle bir zamandayız ki aynı evin içinde çocuk odası ve oturma odası arasında derin uçurumlar mevcut. Hal böyle olunca, çocuk kendi odası yani kendi dünyasında; anne ve baba da kendi aleminde...

Aynı evin içinde ayrı dünyalar var ve biri, diğerinin dünyasına geçmeye üşenir olmuş ya da zor geliyor.


    Bazı evlerde yemekte bile bir araya gelinmez oldu; self servis usulü yeniliyor yemekler; tepsisini alan odasına...


    Bu konuya başka bir açıdan bakanlar da var ve evet bu mesele de çocuk üzerinde olumsuz etki yapabilir ama ebeveynlerin bilinçli yaklaşımı çocuğu en az sorunla ya da sorunsuz şekilde bu nahoş süreçten geçirir. Anne-baba ayrılığı üzücü ve çok tatsız bir eylem ama konuyu sadece bu duruma bağlamak doğru değil. Az önce de bahsettiğim gibi bilinçli bir anne ve babanın bu krizi ustaca yönetme şekli çocuğu kurtarır. Bu ayrılık hali öyle hassas bir konu ki kullanılan kelimeler çocuk için hayati önem taşır. Çocukta bazı olumsuz davranışlar görünce hemen teşhis koyar kimisi: “Parçalanmış aile çocuğu”


    Ben bu tabiri hiç sevmem çünkü çocukların dünyasında kışkırtıcı ve agresifleştirici bir etkisi var. Yapı olarak, bazı durumlar dışında çok keskin ifadeler kullanmayı pek sevmiyorum ben. Bir çocuk içinde bulunduğu olumsuz durumu çok iyi bilir fakat kendine yakın bulamadığı ya da durumuna yabancı olduğunu düşündüğü kişilerce bu olumsuz duruma bir ad verilmesi ya da yorum yapılması onu sinirlendirir. Ona göre ne yaşadığını bilmeyen kişinin sivri ve keskin ifadeler kullanması yarasını acıtır. Evet aile dağılmış ve o ailenin çocuğu ya da çocukları bunu senden ve benden daha iyi bilir. Zaten bu konuda çok yararlıdır, bir de üzerine dışarıdan birinin bu ifadeyi kullanması onu çok güçsüz ve savunmasız hissettirdiği için bu ifadeye psikolojisi olumsuz tepki verir.


    Çocuk yetiştirme üzerine ahkam kesmek, ders verir gibi konuşmak istemiyorum şuan ama size annemin bizi yetiştirirken nasıl davrandığı konusunda birkaç cümle kurarak yazımı bitireyim. Annem, ilkokulda hiç üşenmeyip yıllarca bizi okula götürüp getirdi ve yolda devamlı bizimle sohbet ederdi. Saçımıza iki örgü yapmayı çok severdi çünkü saçımıza ne kadar çok dokunsa onun için kardı. Annem bizimle hep konuştu, susup içimize kapanmamıza ortam sağlamadı. Konuşmak annem için çok önemliydi çünkü evladının sessizliği annemi çok korkuturdu.


    Anne-baba ve çocukların bir arada olduğu akşam sohbetleri bol, bu sohbetlerle gelen muhabbet de daim olsun inşallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.