Mutluyken Söz, Öfkeliyken Karar Vermeyin!
Mutluyken verilen sözler, mutluluk gittiğinde tutulmaz. Öfkeliyken verilen kararlar da aynı şekilde öfke duygusu azalınca yerine getirilmez. Bu nedenledir ki mutluyken söz vermeyin, öfkeliyken de karar vermeyin denilir.
Peki nedir bu öfke kontrolü?
Öfkeli olduğunuzda düşünceler mantık süzgecinden geçmez ve eyleme geçirilmez. Fakat bu öfke nasıl oluyor da çocuğuma, eşime ve yakınlarıma kontrol edilemiyor haldeyken, amirlerime idarecilerime karşı kontrol altında tutuluyor?
Öfkeyi kontrol edememek yok aslında gücü yeten yetene vardır! Nazınızın geçtiği kişiler vardır. İşimi kaybederim korkusuyla öfkesini kontrol edebilen insan neden eşimi kaybederim demez?
Onları çantada keklik olarak görür? Bilir ki onlar ne yapsam da yanımdadır. Fakat bedenen yanınızda olmaları ruhen sizden uzaklaşmalarına engel değildir!
Öfke bir duygudur. Hem de öğrenilmiş bir duygudur. Çocuk yaşta, erken çocukluk döneminde özdeşim kurduğumuz, rol-model aldığımız ebeveynlerimiz tarafından öğreniriz. İletişimin bu olduğunu düşünür ve modelleriz.
Öfkeli bir anne ya da babayı gören çocuk bunu görerek öğrenir ve öfkeli davranışları açığa çıkmasın diye çevresi tarafından her istediğini elde edebildiğini, gücün bu olduğunu algıladığında da bunu pekiştirir ve sürdürmeye devam eder.
Bazen öfke yıkıcı olabilir ve şiddete varan davranışlara dönüşebilir.
Babası ya da annesi tarafından öfke sebebiyle şiddete maruz kalan çocuk, şiddetin kötü bir şey olduğunu, kendisine de zarar verdiğini görür. “Ben böyle bir anne ya da baba olmayacağım" der.
Fakat görerek öğrendiği ve içselleştirdiği bu yaşantıyı maalesef kendisi de kendi çocuklarına aynı şekilde yansıtır.
Döven bir baba ya da bağıran bir anneye dönüşür.
Bir ebeveynin tutum ve davranışı, kendisiyle birlikte kendisinden sonraki iki nesli de etkilemiş ve bir kısır döngüye sebep olmuştur ne yazık ki…
Öfke bir duygudur. İnsanlar duygularını dikkatleri ile algılarlar. Dikkatiniz öfkenizde ise onu yoğun bir şeklide algılar ve hissedersiniz. Günler sonra dizinizdeki morarmayı görür ve bir yere vurduğunuzu fark edersiniz. Vurduğunuz an dikkatiniz orda olmadığı için beyin acıyı algılamaz, günler sonra morarmayı görünce vurduğunuzu anlarsınız.
Öfke de aynı şekildedir.
Dikkatiniz duygunuzda ise onu daha yakıcı ve yıpratıcı olarak hissedersiniz.
Öfke kontrolü için terapistlerin önerdiği metotlar aynıdır dikkat edin!
“Öfkeliyken nefes egzersizi yapın, mola verin, tartıştığınız kişinin yanından uzaklaşın, ortam değiştirin, içinizden 10' a kadar sayın” gibi daha pek çok şey…
Bu önerilen yöntemlerin hepsi temel de dikkatinizi başka bir şeye verdiğinizi beyne iletir.
“Dikkatim öfkemde değil“ mesajı verir.
Evet yapılan şeyler bedenin ve zihnin rahatlamasına yardımcı olur.
Özellikle diyafram nefesi almak oldukça iyi sonuç verir. Çünkü beyin sadece glikoz ve oksijenle beslenir.
Diyafram nefesi almak da beyne normal zamana göre daha fazla oksijen gitmesini ve beyinden sağlıklı düşüncelerin geçmesine sebep olur. En temel de ise rahatlama duygusunun yanında dikkatinizi öfke duygunuzdan başka bir yöne çevirmiş olursunuz.
Hani günlük hayatta birisiyle bir sorun yaşadığımız zaman çok kullandığımız bir söz vardır.
“Asabımı bozma!“
Bu sözün aslında gerçek anlamda açılımı şudur; ben o kadar iradesiz bir insanım ki, asabımı ancak sen bozabilirsin. Onu bozma gücü senin elinde.
Tam manasıyla sözün anlamı budur. Asabınız sizin elinizde, iradeniz sizin kontrolünüzde olsun!
Asabınızı karşı tarafın ellerine bırakırsanız, zaten bozulmasına da, sinirlenmenize de siz imkan sağlamış olacaksınız.
En ufak bir etkiye maruz kaldığınız zaman da duygu, düşünce ve davranış sisteminiz sizin kontrolünüzden çıkmış olacak.
Neticede oto kontrolü olmayan, rüzgara göre yön değiştiren, anlık duygu iniş çıkışları olan özgüvensiz bir birey haline geleceksiniz.
Öfke en çok öfkelenen kişiyi etkiler, en büyük zararı ona verir. Öfkelenen kişinin kan akışı ve kalp atım ritmi hızlanır, terler, sağlıklı düşünemez.
Kısa vadede bedene bunu yapan öfke duygusu ise uzun vadede kronik pek çok rahatsızlığa dönüşür.
Öfke yakıcı ve yıkıcı bir duygudur, kişiyi yakar, çevresindeki insanları ise yıkar! Bugün yeni bir başlangıç yapıp niyet edin öfkenizi kontrol edebildiğiniz pek çok andaki gibi sevdiklerinize de aynı şekilde kontrol edebilmeye niyet edin, en çok da bu öfke sizi yakmasın, yıpratmasın diye sakin kalmaya niyet edin.
Diyete başlayıp, diyeti çabucak bozarsınız. Ama oruçluyken iradeniz daha güçlüdür. Diyet de olmayıp da oruç da olan ne vardır sizce?
Niyet…
Oruca niyet ederiz ve nefsimize hakim olmak daha kolay hale gelir. Şimdi hadi gelin bugün niyet edelim tıpkı oruca niyet eder gibi…
Niyet ettim Allah'ım senin rızan ve kendi sağlığım için daha sakin ve huzurlu bir insan olmaya, bana bu davranışımı kolaylaştır ve kabul et…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.