DİLEK YILDIZ

DİLEK YILDIZ

Mutluluk Kalmasın Başka Bir Bahara!

A+A-

Mutluluk, kelime anlamına baktığımızda; bir isteğin, bir özlemin yerine gelmesi ile duyumsanan sevinçtir.

Kişinin arzusunun nesnesine ulaşması, özlemin vuslat ile buluşması neticesinde beklenen duygu durumudur. Aramakla bulunamayan, tıpkı bir kedinin kuyruğunu yakalamaya çalışması gibi peşinden koştukça kaçan, imkânsız duaları dilimize tutuşturan, haz ve arzu dinamiğinde şekillendirilmiş içsel bir kavramdır.

Herkes kendi içinde adeta bir kasaba kurmuş ve oraya saklamış mutluluğu.

Kaçıp gidilen yerlerde aranır olmuş mutluluk.

Ne kadar uzaklaşılırsa o kadar mutlu olunacağına inanılmış.

Halbuki insan herkesten her şeyden kaçabilir fakat aklının içindekilerden kaçamaz. Kendi duygularından, hissettiklerinden daha uzağa gidemez. Zihnindeki tüm telaşlar, ruhundaki tüm sancılar tıpkı gölge gibi adım adım takip eder.

Maslow’un ilk basamağındaki fizyolojik ihtiyaçlar giderildikten sonra mutluluk arayışına başlarız. Mutluluk kişiden kişiye değişen bir duygudur. Kimine göre sakin, huzurlu ve dingin bir yaşam, kimine göre paranın devasa gücü ve bahşettiği saygınlık, kimine göre derin ve tutku dolu bir aşk, kimine göre ise ömrünü adamaya hazır olduğu bir ideoloji olabilirken bir başkasının çok daha dramatik bir durum için ellerini semaya kaldırıp ettiği duanın kabul görmesi olabilir.

Aslında hep olmayanı istemektir.

Uçsuz bucaksız bir arayıştır.

Totalde sürekli iyi duyguda olma hali ile ilişkilendirilebilir.

Fakat dünya tek bir duygunun sırtında dönmez.

Mutluluk, hayatı geldiği gibi kucaklamayı bilmeyene yüzünü asar.

Mutluluk, noksan olana katlanabilme becerisidir.

Olumsuz duygularla baş edebilme kabiliyetidir.

Estetik kaygısı duymadan elimizdeki taşı istikrarlı bir şekilde yontmaya devam edebilmektir.

Üretebilmek ve içsel kaynakların anlamlı bir şekilde motivasyonunu duyumsayabilmektir.

Sevginin gücüne inanmak ve içimizde biriktirdiğimiz cümleleri ortak bir anlayışta buluştuğumuz insanların kucağına bırakabilmektir.

Beklentileri bir kenara bırakıp yolu yürümenin tadına varabilmektir.

Zindan Adası adlı filmde 'Arzu ettiğin şeyler, beklemekten vazgeçtiğin anda gerçekleşir’diye bir cümle geçer.

Buz gibi bir gerçektir bu.

Çünkü hayatın bir ölçüsü bir dengesi vardır.

Mutluluğun yarının karnından doğacağına inanmak gerçeklikle bağlantısını koparmış bir düşüncenin ürünü olabilir.

Osho; 'Hayat olduğu gibidir, olması gerektiği gibi değil!' der.

Mutlulukta öyle.

Planlanarak yaşanacak bir duygu değildir.

Sadece andadır.

Gelir ve o anın içinde yaşanır.

Mutluluk, bakmasını bilen gözde, sevmesini bilen yürekte, sarmasını bilen sinede, terbiye ettiğin nefistedir.

Kurduğun temasta, içini ısıtan bir hicazda bazen bir dost omzundadır.

Kabukta değil özde.

Uzakta değil kavrulmuş toprağında.

Görmeyi bilenin avucunda.

Bazen bir geminin güvertesinde, bazen bir kuşun kanadında.

Derisi dökülmüş bir ağacın konakladığı avluda.

Bazen bir bayram çığlığında, bazen bir firak ağıdında.

Ne de olsa hep kabuğun altında.

Sar!

Sarmala!

Mutluluk kalmasın başka bir bahara!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.