Kirli pencere....!
Hayatı kirli pencerelerden seyredenler, etrafındaki her yeri, her şeyi kirli gözlerle görürler.
Ara ara göz ve gönül pencerelerimizi temizlememiz gerekmez mi?
Dünyayı güzel görmek için, insanları sevebilmek için!
Yapılan iyiliği güzelliği takdir edip, destelemek yerine, hemen altında art niyet arayıp, sağa sola nifak tohumları ekmek hangi insanlığa sığar, şimdi soruyorum sizlere?
Kişi kendinden bilir işi sözü geliyor hemen aklıma, yani ben nasılsam seni öyle görürüm, sende nasılsan beni öyle görürsün. Şöyle ki bendeki yerini, sendeki yerim belirler…
İnsanlar birbirinin aynaya yansıması gibidirler. Beni nasıl anlatıyorsan aslında o senin bende ki yansımandır.
İstedikleri karakterde olmazsan istenmeyen kişi olursun ve seni bazı şeylerle tehdit ederler, gizliden gizliye aba altından, sopa göstererek.
Bu insanlara gerçekten çok üzülüyorum, o kadar acizler ki…
Mutluluğu başkalarını mutsuz etmekte arayacak kadar da zavallılar.
Gerçi ben onlara çok teşekkür ediyorum, çünkü onlar benim ilham kaynağım…
Onlar olmasa idi şimdi ben yazacak konu belki de bulamayacaktım.
Bana en büyük gücü, düşmanlarım veriyor. O kadar çoklar ki artık kendi hallerine bıraktım, hepsini…
Onlar bana kötülük yaptıkça aslında beni güçlendiriyorlar…
Ve bir şey itiraf edeyim, onlar beni güçlendirdiklerini bilselerdi sırf ben güçlenmeyim diye dostum olmaya dahi adım atacaklarından o kadar eminim ki… Kendi halinde bir insanın kimse ile işi olmaz.
Çünkü kendi ile barışık işinde gücündedir onlar.
Sen onların varlığından habersiz olursun, onlar senin açığını bulmak için takibinde…
Sadece gülüyorum, onların yapamadıklarını benim başardığım için…
Hay yarabbi sen onlara akıl, fikir ver ve kalplerini kirinden arındır.
Bazı insanlar ile bir merhaban bile yoktur, ama kıskançlık mı, hasetlik mi, fesatlık mı? Adını bile koyamadığınız duygu ve düşünceler ile her alanda sizinle uğraşırlar buna mani olamazsınız…
Son zamanlarda ki günümüzün hastalığı ise sorgulamadan, anlamadan, dinlemeden sadece yargılamak!
Neyi, nasıl, neden ve niçin yaptığına bakılmaksızın yargılamak…
İdam edilecek mahkûma bile son sözü sorulurken! Söz hakkı bile verilmemek…
Oysa insanları el âlemin söylemleri ile değil, kendimiz tanıyarak karakteri hakkında söylenenlere karar vermeliyiz değil mi? Diğer türlü yargısız infazdan başka bir şey değildir bu…
Sana kötü olan, bana iyidir bana kötü olan, sana iyidir belli mi olur?
Ön yargıdan uzak, empati yeteneğimize dayanarak tanıyalım insanları...
E haydi saygıyla dostlar…
Günün Sözü;
Yaşattığınızı yaşamadan ölemeyeceksiniz. Neden güzellik yaşatmıyorsunuz?