Kayıp aranıyor!
Ters giden bir şeyler var; kayıp olan bazı güzel hisler ve bu hislerin yönlendirmesi ile oluşan davranışlar...
His ya da davranış deyip geçmeyin, bunlar kişinin hareketlerine yansıyınca, toplum sağlığı için gerekli olan temiz oksijene dönüşür. Yani demek istediğim, insanlarda olması elzem olan erdemli duygular körelme tehlikesiyle karşı karşıya. Bağlılıkla, vefayla, şefkatle yürümesi şart olan yaşantılar, bazılarında bu duygulardan yoksun…
Evet, kayıp aranıyor; vefa duygusu en başta birçok güzel duygu bir yerlere sıkışıp kayboldu ve bulunup yeniden ortaya çıkarılmazsa sıkıntı çok büyük.
Halbuki bunlar, kalpte olmazsa olmaz hisler. Mesela, sadece söz ile beyan edilmesi şart olmayıp bir bakış, bir el uzatış, bağlılığı ima eden bir gülümseme de beraberinde vefayı getirmeliydi ve sonra merhametle sadakat...
Bir saksıya çiçeği dikip pencerenize koymuşsanız, bu, seni susuz bırakmayacağıma söz veriyorum, demektir. Sevimli mi sevimli bir kediyi ellerinizle yuvanıza getirmişseniz, seni asla bırakmam bana güven, diye söz vermektir bu. Ve bir insana yanındayım demeye gelen bir hareket, bir tebessüm olmuşsa sizden yana bu da sana karşı vefalı ve sadık olacağıma söz veriyorum demenin en güzel hallerinden biridir.
Nasıl ki bir elin beş parmağı bir araya gelince el güçlü olur aynı şekilde kişide vefanın yanında merhamet ve sadakat gibi insanı insan yapan hasletler bir arada olmalı ki insani yan, karakter güçlü olsun.
Ne yazık ki birtakım çıkarlar uğruna vefasız olan vefalı, acımasız olan şefkatli, sadakatsiz olan da sadık rolü yapar oldu.
Ortalık oyuncudan geçilmeyince insanın hayata dair güveni azalabiliyor ve sonra birçok kişi mutsuz, kırgın, şüpheci…
İşin ürkütücü yönlerinden biri de şu ki yaşam sevinci denen güzel his, kendisini yok etmeye çalışan vefasız, sadakatsiz, ve vicdansızlara karşı yenik düşme riski altına giriyor.
Bunlar, tedahülden kalkan bir para birimi değil ki yeri doldurursun. Vefa ve onun gibi elzem değerler bir toplumun bugünü ve geleceği için çok önemlidir. Kişilerde bulunan vefa, merhamet ve sadakat duygusu, toplum içinde güveni ve huzuru beraberinde getirir.
Bir toplum demek, parçalardan yani kişilerden oluşan bir bütün demektir. Kişilerin geneli nasılsa topluma geriden bakınca o şekilde görünür. Geneli beyazsa beyaz, geneli siyahsa siyah…
Yakın zamanda karışma şöyle içler acısı bir örnek çıktı; şiddete maruz kalan bir yavru kediyi kurtarıp ona bunu yapanları araştırınca olayın ardında birbirine bağlı bir şiddet zinciri olduğunu öğrendik. bir adamın eşine uyguladığı şiddet ve kocasına gücü yetmeyen kadının çocuklarına uyguladığı şiddet, zincirin üçüncü halkasında da annelerine karşı koyamayan çocukların yavru bir kediye uyguladığı şiddet...
Her bir aile toplumun dayandığı kolonlardan biridir. Az önce bahsettiğim aileden meydana gelen kolon çürük çünkü bu ailede merhamet zafiyeti var. Merhamet yoksa vefa ve sadakatin de olmadığını düşünüyorum.
Bu kayıpları bulmak gerek. Bu kayıpları bulup, davranış şekline dönüştürmeli. Birey aileyi, aile toplumu oluşturur bu yüzden sözüne bağlı, ahdine vefalı, canlıya şefkatli, sevdiğine sadık ol ki toplumun alnında kara leke ve dayandığı çürük kolon olma.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.