DİLEK YILDIZ

DİLEK YILDIZ

İnsan anlaşıldığı yere aittir!

A+A-

Nilgün Marmara’nın eşi, onun ölümünden sonra: Şiir yazdığını bile bilmezdim.

‘Bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler karalardı’ demişti.

Gerçekte tanımadığımız biriyle nefes mesafesinde yaşam sürmek, insanın içini üşüten, dengesini bozan, zihnini altüst eden bir durumdur.

Keza Nilgün Marmara; ‘Yabancıların en yakınıydın sen’ derken, içinde yaşadığı çıkmazı, bu ilişkideki yozlaşmayı, yakınların uzağa teslim oluşunu ifade etmişti.

Duygusal yoksunluğun kollarına uzanmak, arşı titreten çığlıklara zemin hazırlamaktır.

Süslü cümlelerle birbirimizle konuşuyor fakat birbirimizi duymuyoruz.

Beraber uzun soluklu yolculuklara çıkıyor, yol boyunca geçtiğimiz şehirleri başka vagonlardan selamlıyoruz.

Aynı semanın altında farklı yıldızlara dilek tutuyoruz.

Bakışlarımız olduğumuz yerden uzak.

Sözcüklerin değmeyişi insanı yavaş yavaş çürütüyor.

Kelimeler gittiği yerde anlam bulsun diye ilişkiler kuruyoruz. Yoksunluktan kaçmak için yapılan her girişim sadece hüsranla sonuçlanıyor.

İki kişinin kurduğu ilişkiden yalnızlık doğuyorsa burada gerçek bir bağdan söz etmek mümkün değildir. 

Çokluk kuruntudur fakat çoğaldıkça azalmakta neyin nesi?

Dokunmuyor kimsenin sesi kimsenin ruhuna. 

Olmayanın yaşattığı yalnızlık kabullenişle başka bir umuda yolculuğa çıkar.

Ya var olanın yokluğunun içimizde yaşattığı devasa yalnızlık? 

Gerçek sefalet insanın kendisine en yakın olanının en uzağına savrulmasıdır.

Bu his insana umudunu kaybettirir.

Umudunu kaybeden biri ıssızlaşır. Duyguda buluşamadığımız insanların hayatlarından sadece geçeriz.

O hayatta kalabilmemiz ise tam bir ütopyadır. İnsan duygusuna şahit arar. Şahit varsa iyileşme başlar.

Ruhunu kanatmaktan başka bir işe yaramayanlardan, senin hissettiklerini maddeye indirgeyenlerden, kendin olmana mâni olan her şeyden uzak dur.

Yürüdüğün yolun üzerine hafriyat dökenlerin, inandığın yerden incitenlerin, yaşadıklarının gerçekliğini sorgulatanların, her kahkahana kırmızı kart gösterenlerin uzağında dur.

Desteklenmediğin, görülmediğin, duyulmadığın ve içinde anlayış barındırmayan yerlerin uzağında dur.

Kendi özüne tutun.

İnsanın buradaki kıyameti kendi benliğine sahip çıkmadığında vuku bulur.

Kalbine sızmamış birinin senin dünyanda konaklaması iradene vurulmuş baltadır.

İnsan anlaşıldığı yere aittir. İçindekileri korkusuz paylaşabildiği, sesini duyurabildiği, konuşurken kendini coşkun bir pınar gibi akışa teslim edebildiği, bazen sessizlikle demlenerek sadece bir bakışının karşılık bulabildiği, varlığının tezahürünü görebildiği yere aittir.

Hayretini, hayalini, hedefini ifade edebildiği yere aittir.

Sarmala ruhuna düşen izdüşümü.

Düş peşine.

Kucakla kendini, dinle iç sesini.

Ait olduğun yer incitmesin seni.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum