HUHUNEWS.COM / ÖZEL

Yeni Akit’in yazarı Abdurrahman Dilipak, İstanbul Sözleşmesi üzerinden AK Parti içindeki ‘AKP’lileri’ eleştirmiş ve “AK Parti’nin papatyaları” başlıklı bir yazı kaleme almıştı. Dilipak’ın yazısında LGBTİ’lileri kastederek “fahişeler” yorumunda bulunması AK Parti içindeki belirli çevreleri rahatsız etmişti. 

Nusret Çiçek'in işte o yazısı:

Fahiş Fahşa!

Dilipak demiş de ne demiş!

 “Bugünkü başımızın belası aile ve aileyi  tehdit eden fahşa( fahişe).

Bu sözleşmeler bununla ilgili.”

At düştü torba kaçtı!..

Erkek kıyafetleriyle halkın karşısına çıkan AK parti kadınlar kolu Genel Başkanı Lütfiye Selva Çam’a ne oluyor?  

Dava açmaları için 81 ilin kadın kolu başkanlarını harekete geçirerek kocaman çamı devirdiğinin farkında değil, veya başörtü simgesi altında bilerek fahşadan vaziyet çıkarıyor.

...

Sorun İstanbul Sözleşmesi…

Delinin biri kuyuya bir taş attı kırk akıllı çıkaramıyor.

Şiddete maruz kalan kadınlar bu sözleşme ile korunacakmış.

Korundu mu!

Aksine kadın cinayetleri daha arttı.

Boşanmalar tarihin en yüksek zirvesine ulaştı.

…

Galiba birileri  maddeyi gösterip manayı  ruhumuzdan çekip koparmaya çalışıyor. Son dönemlerde çözülmeyen aile pek kalmadı...

Meşrutiyetten beri taklit ettiğimiz ülke Fransa.

O Fransa şu anda lise çağındaki gençlerin tuvaletlerine prezervatif koyarak kapısına da polis dikti, erkek erkeğe sapıklığı da korumaya aldı.

Bizde de bekâr evleri, turistik belgeli bazı oteller, buluşma evleri, plajlar  Atatürkçü anayasanın koruması  altındadır. ..

...

Cumhurbaşkanı gereğini yapacağı yerde “Bekar Evleri” dedi diye i..nesinden lezbiyenine kadar ayaklandılar. 

“Laik yaşantımıza karışamazsın.”

Evvet...

İthal cumhuriyetin kazanımları(!) var olduğu sürece karışamazsın.

...

Ne yaptığımızı, hangi tarafa koşmamız gerektiğini bilemezsek şaşkın ördek misali yerimizde döner dururuz. Artık kafamıza dank etmeli...

Her türlü kirliliğe hürriyet tanıyan çamur demokrasi varken, İstanbul Sözleşmesi olsa ne olur, olmazsa ne olur...

...

Evvela şu soruya cevap ver,

Sen eşeğe mi yoksa planına mı karşısın?

…

İşin garibi sözleşmeye sahip çıkanlar başörtülü AK partili kadınlar.

Onlara karşı duranlar yine başörtülü AK partililer.

 “Yiyin birbirinizi.”

Bylock olayında aynısını gördük.

Gemiyi alttan delmek için on binlerce AK partilinin telefonlarına  bylock indirdiler.

Silahlı terör örgütü üyesi!..

Mağdurlar, mazlumlar derken, büyük şehirler gitti sıra küçük şehirlerde.

…

 Bu sözleşme de  onun benzeri.

AK Partili AK Partili ile çarpışıyor.

…

Davutoğlu’nun Dişileri Bakanlığı esnasında imzalanan sözleşme, kadını korumaktan ziyade politik olarak yerine oturdu.

Şimdi Davutoğlu hem muhalif hem de sözleşmenin bir numaralı savunucusu.

Anlaşılan AK Parti  içindekilerle dışındakiler arsında dayanışma var.

Yeni bir oyun, yeni bir tuzak...

Gemi ikinci sefer deliniyor.

...

Başından söyledik...

İstanbul Sözleşmesi'ni AK Parti iktidarı imzaladığına göre, böyle bir yanlışa  açıktan hesapsız kitapsız karşı çıkmak, bilerek veya bilmeyerek muhalefetin dümen suyuna alet olmak demektir.

O noktaya geldik...

…

Kurnaz kedi çıkmış bağırmış:

“Ey fareler!

Artık uslandım, hacca gidiyorum, artık size zararım dokunmaz, çıkın deliklerinizden.”

Yaşlı fare ikaz etmiş:

“Sakın ha! Onda hacca gidecek göz var mı, çıkarsanız hepinizi yutar.”

Aynı oyun….

Deliğinden çıkan yutuluyor...