CEMAL TOPTANCI

CEMAL TOPTANCI

Hocalar ve siyasette liderlik!

A+A-

Hocalar derken sakın sadece cami hocalarını anlamayın, üniversitelerimizde ders veren özellikle Profesör ve Doçentlerimizi de burada kastetmek istediğimi belirtmek isterim.

Oldukça önemli bir mevzudan bahsediyorum.

Hem sosyolojik hem de psikolojik boyutu olan bir konu bu. Bütün mesele siyasette bu ülkede adı geçen hem üniversite hocalarından hem de ilahiyat bilgisi almış din hocalarından günümüze dek intikal etmiş siyasilerimizden örnekler verelim.

Neredeyse elli yıldır siyasetin içinde olan bir Türkiye vatandaşı olarak bu sahada edindiğim tecrübemi siz okurlarımla paylaşmak isterim.

Bu ülkeye Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamız haricinde siyasi eylem ve söylemlerinde akademisyenlerin hiçbirinin öngörülü ve siyasette başarılı olmadığını gördüm.

Neredeyse tümü devlette ikbal peşinde koştular, makam kapmak adına sahnede göründüler.

Yanılmıyorsam siyasi tarihimizde en çok akademisyenlere kapılarını açan günümüzün iktidar partisi AK Parti oldu.

Kurucuları içinde yer alanlar, milletvekili olanlar, genel başkan yardımcılığı görevinde bulunanlar, bakan olanlar oldukça önemli görevler yaptılar.

Ancak bunların neredeyse tümü Türkiye’nin özellikle dışarıdan sarıldığı ve her taraftan ülkenin birlik ve beraberliğine tehdit oluşturan gelişmelerin yaşandığı zamanda tek tek beraber yola çıktıkları arkadaşlarını ve partilerini bırakıp gittiler.

Şöyle bir hafızamızı yolladığımızda, Abdullah Gül (Doç), Abdüllatif Şener (Doç), İdris Bal (Prof), Ahmet Davutoğlu (Prof), Selçuk Özdağ (Doç), Beşir Atalay (Prof) Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık görevini ifa etmiş akademisyen titri olan siyasiler, neredeyse son yirmi yılımızda Türkiye’de ikbal görenler olarak görev aldılar.

Bu saygın zevatın her biri kendi alanında ihtisas yapmış, kendi alanlarında tecrübelerinden istifade edilmesi gereken zatlar olarak elbette ki saygıya değerdir.

Ancak gel gelelim siyasette en büyük talihsizlikleri ve handikapları ne yazık ki, gerek sosyolojik gerekse psikolojik açıdan muhakeme edilmeden liderliğe soyunmuş olmaları kendi açılarından en büyük risk teşkil etmiştir.

Bir akademisyenin bilgi edindiği ilminin dışında her şeyi biliyor olması mümkün olmadığı gibi, bilgi alanında olan konularda ise birer meşveret ehli olduklarını da unutmadan burada not düşelim.

Ancak ne çare ki, birer hoca olmaları ve karşılarına aldıkları her bireyi de birer öğrenci mesabesinde görme psikolojisinden kendilerini kurtaramayışları ne yazık ki, onlar için her şeyi ben bilirim halet-i ruhiyesi ile davranmaları siyaset gibi ekip çalışmasını gerektiren bir kutsal görevde başarısızlıkları için en büyük neden olmaktadır.

Yukarıda partilerinden ayrıldıktan sonra siyasi hayatlarını kurdukları partilerin lideri olarak devam etmek isteyenler takdir edersiniz ki, kısa zaman sonra ya kendilerini başka partilerin kollarına attılar, yada siyasetten silinip gittiler.

Şimdi de kurucu görevini ifa ettikleri yeni partilerinin isimleriyle siyasi tarihimize tekrar yolculuğa çıkmış durumdalar. Parti kurmak siyaset yapmak her sakıncasız vatandaşın en tabi anayasal hakkı olduğuna saygı duyarak, hocalarımızın ikinci etabında yer verdiğim ilahiyatçılar, cami imam ve müezzinleri içinde durum hemen hemen aynı şekilde cereyan etmiştir.

Cami imamının ilahiyatçının en büyük ve kutsal görevi tebliğdir. Edindiği ve rahlesinde yetiştiği Kuran kültürünün bir bireyi olarak camide önde namaz kılma ve imamlık yapma görevi onundur, minbere çıkıp Müslümanlara yukarıdan bakma onun görevidir.

Bu halet-i ruhiye içinde olan zatlar olarak elbette ki, onlar da birer öğretici onlarda birer öğretmendirler.

Ama siyasette değil, siyasetin kendilerine saygı duymaları gereken meşveretin bireyleri olmaları, hem siyaseti ahlaki hem de almış oldukları öğreti adına ülke ve millet için faydalı tavsiyeleriyle hizmetlerine ihtiyaç duyulan muhterem zümrelerdir.

Bu alanda siyaset öncesi çok saygın olan hocalarımızın, siyaset hayatları bittikten sonra toplum içinde nasıl bir durumla karşılaştıklarını bilen bir vatandaş olarak bilirim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.