NUSRET ÇİÇEK

NUSRET ÇİÇEK

HDP davasında Anayasa Mahkemesi!

A+A-

Yargılama bir süreçtir, bir imtihandır…

Adaleti hava raporlarına benzetmek, doğal anlamda hâkimlik mesleğini içine sindirememe zaafıdır. Ölçü kaçarsa o zaman meşruluğun gelir gündeme.

Diğerlerinde olduğu gibi Anayasa Mahkemesi de Batı’dan kopyalanmış  bir kurumdur. Vermiş olduğu kararlar, bir nevi vesayeti sayılan Avrupa İnsan hakları mahkemesinin onayından geçmediği takdirde hiçbir kıymet ifade etmez.

Bizim kültürümüz bu değildir.

Mahkeme dediğin, milletin egemenliğini esas alan tam bağımsız ve bağlantısız olanıdır. Hâkimleri sömürü düzenini hâkim kılan Cenevre kriterleri ile değil Allah’ın(cc) hükümleri ile hükmederler.

 İşte ithal cumhuriyet kurulduğundan bu yana her şeyi kopyalama sistemine bağladığımızdan o ahengi bir türlü bulamıyoruz.

Aynı olayı on hâkime verin her birisi farklı karar verecektir.

Ama doğru on tane değil bir tanedir…

Kırk yıla yakındır, yönetimi TAŞNAK Ermeni örgütünün elinde olan PKK gibi bölücü ve kanlı bir örgütle savaştığımızı görememek, hele de adalet koltuğunda oturanlar için büyük bir eksikliktir. O dehşetli günlerde yamuk kararlar veren hakimi Hakkari’ye doğru yolculuk ettirmeden terörü anlatamayız.

Kendisine de doğrultulan silahın soğuk namlusunu görecek.

Hissedecek, yaşayacak.

Devleti yönetmeye talip olan muhalefetin de bu sahada akıl tutulması yaşadığını, terörün siyasi temsilcileri ile yapmış oldukları iktidar pazarlıklarından anlıyoruz. Gaflet ve dalalet…

 Bilmem amma bir gün gelir o kanlı derde kendileri de boğulur.

 Düne kadar, Güneydoğu Anadolu genelinde idari yapılanmaya giden teröre vurulan darbeyi  diğer ek tedbirler tamamlamadığı taktirde iktidar değişikliğinde döner aynı noktaya gelmiş oluruz.

O dağlar ve yollar  yine geçit vermez…

Terör belasında sadece İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Paşa sorumlu değildir. Hepimiz sorumluyuz, hatta mahkemeler daha da sorumlu. Son günlerde vermiş olduğu kararlarla gündeme gelen en başta Anayasa Mahkemesini sorumluluk açısından sorgulamamız gerekiyor.

 Öyle bir üst düzeyde yetkilerle donatılmış mahkeme düşünün, ülkeyi kana boyayan terör örgütünün siyasi temsilcisi olan bir partiyi kapatmakta veya hazine yardımını kesmekte zorlanıyorsa, milletin vicdanında tartışma konusu olacağından tarafsız, adil olması beklenemez.

Öyle ya  dün verdiğin kararı bu gün ne diye geri çekersin?

Bu arada kim olursa olsun, devleti yönetenleri de sorgulamamız lazım.

Ey devlet..!

 Sen nasıl devletsin ki askerini, polisini, vatandaşını katleden kanlı bir örgütle bir yandan savaşırken diğer yandan partisine bütçenden yüklü miktarda para ödüyorsun? Her birisinin kocası, oğlu, akrabası terör örgütünün silahlı elemanı olan insanlara seçilme hakkı vererek meclisin çatısı altında tutarsın?  

Dahası seçim oranını yüzde yedilere düşürmek suretiyle HDP zihniyetinin meclise girmesine kolaylık sağlarsın.

Bu nasıl terörle mücadeledir?

Dahası var…

Örgüt üyelerinin etkisiz hale getirilmeleri bir tarafa, asker ve polisin bin türlü meşakkatlere katlanarak yakaladıkları eli kanlı katillerin cezaevlerinde beslenmeleri ayrı bir garabet. O şehit anası sana hakkını helal eder mi?

Katil terörist madem askerimizi polisimizi acımadan katletmiştir o halde bu caniler neden ipe çekilmiyor, neden kurşuna dizilmiyor?

Şehitlerimiz bunun hesabını her birimizden sormayacak mı?

Evet, iktidarından da muhalefetinden de soracak.

Hele de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın toplamış olduğu bunca delile karşılık HDP denilen terör bağlantılı siyasi oluşuma  meydanın boş bırakılması hem adil değil hem de hoş görülecek bir tutum ve davranış değildir.

Savunma yapmak için katile süre verilecek de, raportör görüşünü bildirecek de, heyet toplanacak da ay bacadan uçar, o zaman öp bey babanın elini.

 …

Elbette ki adil olalım…

Ama ülkenin bağrına hançerini dayayan haydutlara müsamahalı, laubali olmayalım. İş başında her zaman Hulusi paşa ile Süleyman Soylu olmaz.

Ola ki yarın çok geç olur.

Herkes aklını başına toplasın… 16.3.2023 Nusret Çiçek

 

 

HHNS

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.