PSİKOTERAPİST AYŞEGÜL KESKİN

PSİKOTERAPİST AYŞEGÜL KESKİN

Evlilik öncesinde eğitim şart!

A+A-

Günümüzdeki evliliklerin kısa sürede ve kolay bitmesi, uzmanları bu toplumsal sorunun çözümü için arayışa sürüklüyor. Modern hayat insanların konfor arayışına teslim ederken, sorumluluklardan kaçmasına da zemin hazırlıyor. 

Halbuki evlilik, seçtiğin hayat arkadaşının sorumluluğunu da kabullenmektir. Diğer bir durum da ‘seçtiğim kişi benden ve evlilikten ne bekliyor? Ben onun beklentilerini karşılayabilir miyim?’ sorusunun cevabı üzerinde ciddi düşünülmesi gerektiğidir.

Evlilik öncesi sınırlı vakitlerde konuşma ve görüşmeler çoğunlukla sorun çıkmayacak şekildedir. 

Çoğu kişi anlamak ve anlaşılmak yerine karşıyı etkilemeyi öncelik yaptığı için konuşmalar sadece sohbet etme şeklinde devam etmekte.. 

En büyük yanılgılardan biri de karşılıklı konuşabiliyor olmanın ‘’aynı fikirde olmak yani her konuda anlaşıyor olmak’’ anlamında yorumlanmasıdır.

Her şey konuşulabilir ancak bu konuşmalar her zaman aynı noktada buluşacağı anlamına gelmez. 

Evlilik öncesi dönem herkesin birbirine ödül sunduğu, bedelin de az olduğu hoş ve perdeli vakitlerdir. 

Herkes karşılıklı duygusal doyum için gönüllü ilgilenmeler ve paylaşımlar içindedir.

Evlilik sonrasında zamanla sıradanlaşan ilişkide ödüller azalmaya ve bedeller de artmaya başlar. 

Böyle olunca da sorumluluklar devreye girer. Çünkü evlilikle birlikte ihtiyaçlar da değişmeye başlar. 

Duygusal ve iletişimsel ihtiyaçlar yanında evin düzeni, ev sorumlulukları da gündem olur. Yani maddeler çoğalır.

Sorumluluk almaya hazır olmayan bireyler ise bu sürece adapte olmakta zorlanarak şikayet etmeye başlar.

Evlilik öncesinde eğer elinizde bir değiştirme listeniz varsa bu birliktelik gerçekten zorlu geçecek demektir.

‘’Nasılsa evlenince değiştiririm, şimdilik gündem yapmayayım’’ diyorsanız büyük hayal kırıklığı yaşayacağınız kesin..

Çünkü hayat içinde bireysel sorumluluklarını alabilmiş, kendi eksi ve artı yönlerinden haberdar, sorun çözme yeteneği olan, stres ve öfkesini yönetebilen bireyler evlilik birlikteliklerinde daha başarılı rol oynamaktadır.

Bireysel olarak kendinin huzurlu ve mutlu olma sorumluluğunu almış ve bunu başarmış kişiler, evlilikle birlikte bu becerisini paylaşarak aile düzenini daha köklü kurabilmektedir. 

Bunun adına biz, bireysel olgunluğa erişmek diyoruz. 

Bireysel olgunluğa sahip olmayan bireyler mutlu olma ihtiyacını karşılama görevini eşine yükleyerek sürekli beklentide olmaktadır. 

Durum böyle olunca da şikayetler, ilgi dilenciliği, hesap sormalar, kontrolcülük, kıskançlık, memnuniyetsizlik arka arkaya gelmektedir.

İnsanın kendinin bile başaramadığı şeyleri eşinden bekliyor olması ve mecbur etmesi büyük haksızlık ve yüktür. Kişinin kendi duygu, düşüncesine ve davranışlarına hakimiyeti, yine hayatın sorumluluğunu alabilme yani kendi olgunluğu ile yakından alakalıdır. Öncelikle bunu iyi anlamak gerekir.

Evlilikler bir imza atarak gerçekleşse de ilişkinin oturması, eş olmanın öğrenilmesi zaman alır. 

Öncelikle karı koca rolleri vardır. Bu rollerin oturması, benimsenmesi iki yıl gibi sürede gerçekleşir. Bu sebeple iki yılı ciddiye almak, eve ve eşe cömertçe emek etmek gerekir.

Eğer eş olmadan anne baba olunmuşsa, bebekle birlikte aile sorunları ikiye katlanır ve çiftler aile sorunları altında ezilir.

Aynı eve geçtikten itibaren birlikte başa gelecekler, bir ilişkinin zorlu süreçleri, iletişim becerileri, cinsel hayat, kök aile ve akraba ilişkileri, kazanılan para konusu, kültür farklılıkları, ev düzeni, kayınvalide sorunları, hamilelik, doğum, bebeğin yetiştirilmesi gibi evlilikte ilgili tüm sorunlar ve çözümleri üzerine birçok konuyu içine alan bir eğitim programı düzenlenmelidir. 

Çünkü bunların göz ardı edilerek, hatta hiç farkında olunmadan imzalar atıldığı artık kısa süren evliliklerden ispatlı..

Bu sebeple evlilik için başvuranlardan mutlaka belli ayı doldurmuş ‘’evlilik okulu belgesi’’ istenmelidir. Nasıl ki her şeyin bir kullanma kılavuzu varsa ilişkileri yürütmek, evliliği sürdürmenin de kuralları ve şartları vardır.

Bunun için eğitim şart!

Her bireyin yapısı, kültürü ve alışkanlıkları farklıdır. Kişinin kendi artı ve eksi yönlerini fark etmesi ve buna göre davranışlarını düzenlemeyi öğrenmesi zaman alır. 

Farkındalık denen şey, ilişkide kendi davranışlarıyla ilgili sorumluluk almak ve yaşanan sorunlarda kendi payına düşeni kabullenmektir.

Emek etmeden hiçbir şey olmaz. 

Bugünün gençleri evlenince de nişanlılık dönemi gibi yaşama umuduyla yola çıktıkları için büyük hayal kırıklıkları yaşamaktadır.

Aslında her ilişki testten geçer. Bu testi sadece eş olabilmiş çiftler geçebilir.

Eş olmanın sırrı da kendi farkındalığını kazanmış, ayakları yere basan birey olmayı başarmaktan geçer.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.