Duygusal Açım Ama Sürekli Yemek Yiyorum!
Kişi ruhsal bir açlık yaşarken, bunu bedenini doyurarak tatmin etmeye çalışır.
Fakat biliyoruz ki ruhtaki açlık ve duygusal boşluklar bedeni doyurarak giderilemez!
Yapılan araştırmalar kişilerin yemek yeme ihtiyaçlarının %75 inin duygusal sebeplerden kaynaklandığını gösteriyor.
Duygusal açlığını yemek yiyerek doldurmaya çalışan insan, fazla yemek yemesi sonucunda da yeme bozuklukları, aşırı kilo alımı ve obezite gibi sorunlarla karşılaşır.
Yemek yemek kişiye mutluluk verir. Çünkü yiyeceklerle birlikte alınan glikoz seratonin yani mutluluk hormonu salgılanmasına ve kişinin geçici de olsa mutlu hissetmesine sebep olur.
Aslında kişi temelde mutsuzluğunu giderme ihtiyacı ile yer, kısa süreli olarak mutlu olur ve aşırı yemek yeme sonucunda da ortaya çıkan sorunlarla yeniden mutsuz olarak kendisini kısır bir döngünün içinde bulur.
Duygusal Açlığın Sebep Olduğu Yeme Bozukluğunu Ne Tetikler?
Kişinin yaşam içinde karşılaştığı ve yaşadığı travmatik yaşantılar, stres, üzüntü, kaygı, ailevi sorunlar ve çevresel etkenler gibi pek çok sebep duygusal temelli yeme sorunlarına yol açabilir.
Bir de bu sebeplerin dışında bir sebep daha var ki o da yeme bozukluklarında oldukça etki sahibidir.
“Kıtlık Bilinci...“
Evet kıtlık bilinci dediğimiz şey, atalarımızdan, büyüklerimizden kollektif bilinçaltı dediğimiz kısımdan bize kadar sirayet eder.
Geçmişte olan savaşlar, hastalıklar ve kıtlık yaşantısı yaşanan diğer önemli hayat olayları olan dönemlerde, insanların stok yapma, biriktirme ya da “aç kalacağım şunu da yiyeyim" düşüncesi kişiyi sürekli yemek stoklamaya ve aşırı yemek yemeye itebilir.
Biz bu kıtlık yaşantısını tecrübe etmemiş olsak da bu bilinç bize kadar gelebilir.
Peki Ne Yapılması Gerek?
Önce bu sorunun farkında olup kabul etmek yani farkındalık oldukça önemli.
“Benim sorunlarım var ve ben her sorun yaşadığımda yiyerek mutlu olmaya çalışıyorum ve bu durumdan kurtulmak istiyorum“ diyebilmek.
Çözüm için farkındalık ve istek oldukça önemli!
Hangi duygunun arkasından yemek yeme ihtiyacı hissettiğimizi bulmamız gerekiyor.
Duyguların not alındığı bir günlük tutmak oldukça faydalı ve etkili bir tekniktir.
Söz uçar yazı kalır düşüncesiyle, yeme isteğine sebep olan duygular ve olayların not alındığı bir günlük tutulabilir.
Yemek yeme ihtiyacının geldiği duygusal bir açlık anında, yemek yeme davranışından önce günlüğe o anda yaşadıklarınızı ve hissettiklerinizi yazmak farkındalık için oldukça önemlidir.
Duyguları bastırmak yerine açığa çıkarmak gerekir. Çünkü bastırılan, ifade edilmeyen duygular zamanla birikime sebep olur ve bu birikim yayın gerilip aniden bırakılmasındaki gibi daha büyük bir etki ile sonuçlanır.
Yaşanılan duygular bilince geldikçe, kişi fark ettikçe bunu etrafındakilere biriktirmeden, uygun bir şekilde ifade etmelidir.
Çünkü biriktirilen duygular daha agresif ve yaralayıcı bir üslupla ifade edildiğinde çevreniz tarafından yanlış anlaşılmanıza sebep olur.
Beyin yalnızca glikoz ve oksijen ile beslenir. Sağlıklı nefes ve sağlıklı beslenme beynimizden daha sağlıklı düşüncelerin geçmesine sebep olur.
Diyafram nefesi beynin en fazla oksijeni aldığı nefes şeklidir.
Gün içerisinde zaman zaman diyafram nefesi egzersizi yapmak ya da karşılaşılan olumsuz bir duygu durumunda nefes çalışması yapmak oldukça etkilidir.
Özellikle öfke gibi yakıcı ve yıkıcı bir duygu durumunda nefes çalışması çok etkindir ve hızlı rahatlama sağlar.
Bu sayede kişi öfkesini hızla yemek yiyerek rahatlatmak yerine daha sağlıklı bir şekilde kontrol altında tutar.
Aynı zamanda yaptığınız bu nefes çalışması fiziksel rahatlamanın yanında dikkatinizi de öfke ya da diğer olumsuz duygulardan başka bir tarafa yani nefesinize odaklamanızı sağlayarak, zihnin “ yemek ye rahatla “ sinyalini azaltacaktır.
Gün içerisinde olabildiğince sağlıklı yiyecekler tüketmeye çalışarak bunu bir alışkanlığa dönüştürmek, paketli gıdaları hayatınızdan çıkarmak, bol su tüketmek ve spor yapmak oldukça faydalıdır.
Özellikle spor yapıyor olmanız, aşırı yiyecek tüketimin önüne geçecektir.
“Bu kadar emek ve efor sarf edip, böyle sağlıklı bir vücuda sahipken, kendime bunu yapmamalıyım" oto kontrolünü sağlar.
En önemlisi de kendimize şu telkini vermektir. “Yemek yersem mutsuz olacağım, dikkatimi bana iyi gelen şeylere veriyorum."
Gün içerisinde de kendinize zaman ayırın. Yaşadığınız sorunlar, problemler size yeme isteği verirken, kendinize zaman ayırmak, size iyi gelen şeyleri yapmak, duygusal açlığınızı doyuracaktır.
Çünkü duygusal açlığın oluşturduğu boşluk yemek gibi maddesel bir şeyle asla doyurulamaz.
Ancak kendisi gibi duygusal bir panzehirle kontrol altına alınabilir ya da tamamen ortadan kaldırılabilir.
“Saydığınız tüm bu önerileri denedim, yaptım ama yine de yeme isteğimin önüne geçemiyorum" diyorsanız önce fizyolojik bir sağlık muayenesinden geçerek, bu durumun fizyolojik bir hastalık ya da hormonal bir eksikliğe sebep olmadığının tespit edilmesini sağlayın.
Daha sonra da yeme bozuklukları ile çalışan uzman bir terapistten destek alabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.