Virüs’ün as başkanı diyor, “Bu virüs öyle akıllı ki yaşı altmışın üzerinde olanları çarpar, çok kızmadıkça altmışı altmış altıya bağlamaz...”

Gavuruna müslümanına eşit muamele.

O kadarla kalsa gene iyi!

Haç ve umre seferlerini durdurdu, camileri kapattı, resmi daireleri tatil etti.

Kumarhaneleri, umumhaneleri kilitledi.

Kemalist eğitimi salladı.

Umre ile hacca sarf edilen paraların kraliyet kasasından top ve mermi olarak askerlerimizin göğüslerine saplandığını sanki bilmiş. Bilmiş ki, cinayetlere kapılarını kapattı.

…

Neyi bilememiş ki...

İslam deyince de...

Sadece vakit namazları ile şeker ve kavurmalara tahsis edilen günlerin bayram olmadığını bilmiş.

Bu virüs öyle bir virüs! Can çekişmekte olan Kemalizm’i milyonlar harcayarak yeniden canlandıran efendileri gibi aptal değil. Nereden malzeme çıkaracağını bilen bir virüs.

…

Bizim yapamadığımızı o yapıyor.

Ahbap çavuş ilişkilerinde kadın erkek sarılıp öpüşmelere yasaklar getirerek demek istiyor, “Ey görevliler... Ey devletin baş..! Zorunu olmadığınız halde hanımlarınızı saatlerce yabancı erkeklerle tokalaşma gibi haram olan bir gafletin içine düşerseniz ciğerlerinizden yapışırım, soluğunuzu alamazsınız, devranı başınıza yıkarım...”

Garip bir tavır…

Manga komutanı gibi itiraz yok.

Yat deyince yatıyor, kalk deyince kalkıyor.

Dolarlarla rakıların akıtıldığı düğünleri bile durdurdu.

El yüz, dirsek yıkamayı öğretti.

Hatta, gavuru bile taharete zorladı.

…

Paşa baba gibi ne akıllı virüs!

Yoksa diyorum bu da mı sağ gösterip sol vuracak cinsinden.

Geçmiştekiler…

Hilafet, din ve devlet kurtuluşu adına yemin içerek milleti peşlerine taktılar, yetkileri ellerine geçirince de tavırları akşamdan sabaha değişti.

Asmadık adam bırakmadılar.

Laiklik geldi,

Çağdaşlık geldi,

Demokrasi geldi,

Atatürkçülük geldi…

İslam dünyasının siyası otoritesi olan hilafet kaldırıldı.

Yazı lağvedildi,

Ezanlar susturuldu.

Şimdi de bir yandan dolar ve avro atağa kalkarken, diğer yandan Abdülhamit Han hayranlığı ile Mustafa Kemal hayranlığını aynı kefeye koyarak yeni bir virüs türetme peşindeler.Sinsi bir oyun, bu gidince de o gelecek.

…

Hadi ciğeri beş para etmeyen bir virüse yenik düşerek gidelim de geride kalanlar evlerinden çıkabilecek mi?

Cihat ve tebliğ ruhları depreşecek mi?

Camilerimiz, eski haşmetlerine kavuşacak mı?

Haç ve umreye gidenler…

“Ey Allah’ın Resulü işte bizler faizsiz, rüşvetsiz, riyasız hilesiz, hurdasız temizlenerek kapına geldik bizi kabul et” diyebilecekler mı? 

Sonuçta, Deccal mi Mehdi mi galip gelecek?