Çok açık ve bu ülkede herkesin görmesi gereken önemli bir durumu burada siz okurlarımla paylaşmak gerektiğine inandığım için hatırlatayım dedim.

Dünyanın süper ülkesi diye bildiğimiz ve kabul gören ABD’nin Koronavirüs musibeti karşısında nasıl hazırlıksız kaldığını ve çırpındığını görmekteyiz, durum gerçekten tahminlerin üzerinde ve oldukça ilgi çekici.

Bakın daha dün itibariyle Koronavirüs vaka sayısının 25 bini geçtiği New York'ta, 210 kişi de hayatını kaybetti. John Hopkins Üniversitesi'nin verilerine göre ise ABD genelinde vaka sayısı 46 bin 805'e ulaşmış, yine virüs nedeniyle ise 593 kişi ölmüş.

ABD'de New York Valisi Andrew Cuomo, düzenlediği basın toplantısında, vaka sayısının hızla arttığı ve ABD'de salgının merkezi haline gelen New York'ta, tıbbi malzemelerin tükenmek üzere olduğu uyarısında bulunmuş.

Koronavirüsten etkilenenlerin sayısının her üç günde iki kat arttığını ve salgının yavaşlatılamadığını belirten vali Cuomo, ''New York'un yardıma ihtiyacı var.'' demiş.

Başkan Trump yönetimine, New York'a yeteri kadar destek vermediği için sert eleştiriler bulunan Cuomo, ''Federal Acil Yönetim Ajansı, 400 suni solunum cihazı gönderiyor. 30 bine ihtiyacım varken 400 tane ile ne yapabilirim? Bu durumda ölecek 26 bin kişiyi siz belirleyin çünkü sadece 400 suni solunum cihazı gönderiyorsunuz.'' ifadesini kullanmış.

Salgının daha önceki 45 gün tahminlerinin aksine 2-3 hafta içinde zirveye çıkacağını aktaran vali, eyalette 140 bin yatağa ihtiyaç duyulduğunu söylemiş.

ABD Başkanı Donald Trump'ın "eyaletlere milyonlarca maske gönderileceği" açıklamasına da değinen vali, ''Ben söze değil eyleme bakarım. Hani nerede suni solunum cihazları, laboratuvar önlükleri ve eldivenler?'' diye sormuş.

ABD, başkanlık sistemiyle yönetilen bir ülke ve yerleşmiş bir sisteme sahip, öyle değil mi?

Şimdi gelelim aynı afetle karşılaşan ve daha yeni sistem değişikliğini yaşayan ülkemizin durumuna, öylesine bir durumdayız ki muhalefetin hala kabullenemediği ve milletimizin iradesiyle ortaya çıkmış yeni başkanlık sistemimizin sorun oluşturduğu iddialarına.

Zira tezahür eden bir afetten yola çıkarak karşılaştıracağımız bu gerçek rakamlar karşısında muhalefetimizin ne kadar yanıldığını ve bu nedenle haksız bir yaklaşım içinde olduğunu göreceğiz.

ABD’nin nüfusu 327 milyon ve sahip olduğu bu nüfus ile ülkemizin dört katı. 6 Mart tarihinde imzaladığı ve sadece Koronavirüs afeti için ayırdığı ek bütçe 7,8 milyar dolar iken başkanlık hükümetimizin sunduğu ve bu afetten dolayı tahsis ettiği miktar ise 100 milyar lira.

Yani nereden bakarsanız bakın, ABD bizden 507 kat fazla bir ek ekonomik paket sunmuş durumda.

Aramızda ki nüfus dört kat iken, ayrılan ek bütçe ise 507 kat fazla, bu rakamla da ABD’nin bize kıyasla ekonomik gücünü görmek açısından oldukça önemli.

O halde bunca imkân sahibi olan ABD’nin New York gibi bir eyaletinin valisinin feryadının anlamını nasıl anlamamız lazım, diye de sormak gerekmez mi?

Şimdi işin esasına gelelim, bu denli bizden güçlü olan ABD, bu affet karşısında bizden daha avantajlı bir durumda mı?

Hayır, bunun en şeffaf belgesi New York valisi Andrew Cuomo’nun basınla paylaştığı veriler.

Nihayet bu verileri dün itibariyle ülkemizdeki durumla karşılaştırdığımızda yapılan test sayısının 27.969 vaka sayısının 1872 ve vefat eden vatandaş sayımızın da 44 olduğu cihetindedir.

Kaldı ki alınan önlemler kararlı, dirayetli ve fedakâr bir yönetim anlayışı ülkemizdeki affet riskini azaltan en büyük sebep olmuştur demek hiçte zor olmasa gerek.

Nihayet başkanlık sistemiyle oldukça önemli bir kazanımızın da sağlık konusunda ülkemizin son yıllarda yaptığı göz kamaştırıcı hizmetler ve yatırımlar olmuştur.

Son bir örnek vermek gerekirse, ABD ve Türkiye açısından, 100 bin kişi başına düşen Yoğun Bakım Hasta sayısı ABD 34,7, kişi de kalırken, ülkemizde ise 43 yatakla dünya ülkeleri içinde birinci durumda olmamız, inanınız ki mevcut sistemimizin son iki yıldaki tezahürüdür.