Bir Sülün Osman vardı!
Bizim kuşağın çocukluk dönemleriydi.
Gazete manşetlerinden düşmeyen, Sülün Osman diye İstanbullu biri yaptığı akıl almaz dolandırıcılıklarıyla gündem oluyordu.
Asıl ismi Osman Ziya Sülündü.
Akıl almaz işler yapıyordu Sülün Osman.
Başta kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları, tramvaylar olmak üzere birçok kamu malını ve tarihi eseri halka satarak ya da kiraya vererek büyük paralar kazanıyordu.
Dolandırdığı ilk insan hayatında kiracısı olarak oturduğu evin sahibi olmuştu.
Mesela yaptığı ve insanları hayretler içinde bırakan şu icraatları akıl alır gibi değil.
Sülün Osman birkaç arkadaşıyla birlikte Dolmabahçe Sarayı'nın önüne gidip beklermiş. Etraf kalabalıklaşınca arkadaşlarına saatlerini ayarlatır sonra da onlardan saat ayarlama parası alırmış.
Sülün’ün bir başka numarası da Taksim Meydanı'na paspas serip oradan geçenlerden 'Burası benim' diyerek para alıyor, daha sonra ''Ne kadar kazanıyorsun sen buradan'' diyenlere komple Taksim Meydanı'nı satıyormuş.
Bütün hayatı bu tür uğraşıyla geçen Sülün Osman iki satışta açık veriyor.
İlki bir kamu malı olan Galata Köprüsünü satmaya kalkıştığı bir günde yakalanarak mahkemeye düşmesi ile diğeri ise Tarzan Çetin adıyla maruf şahsın ormandaki kulübesini satmaya kalkınca durumu fark eden Tarzan Çetin'den büyük bir dayak yemiş olmasıdır.
Yediği bu dayak nedeniyle Sülün ''Daha önce böyle dayak yememiştim'' dediği anlatılır.
Size fıkra gibi gelecek ama Sülün’ün cezaevinde yattığı bir dönemde “Alınteri ile Yaşamak” konulu konferans vermesi de şöhretine şöhret katar.
Sülün Osman hiçbir icraatı için kimseden fetva istememiş, haram mı helal mı olduğunu kimseye sormadan ve hatta gerek duymadan yap*mıştır.
Şimdi diyeceksiniz bu Sülün Osman hikâyesi de nereden çıktı değil mi?
Valla bende hiç böylesi eğlenceli bir yazı yazmayı aklıma getirmemiştim, ama gerçek şu ki bana Sülün Osman’ı günümüzde yad etmeye İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu sebep oldu…
Nasıl mı işte şimdi esas meseleye dönelim.
Dün gün boyu Ekrem İmamoğlu’na ait sosyal medyada paylaşılan bir çağrısına tanık olduk.
İstanbul Belediye Başkanı ülkemizde belediye mevzuatında olmayan, ancak kendisinin iddiasına göre olan;” Belediyeye fitre ve zekât yardımında bulunmaları için İstanbulluları canlı olarak davet ediyordu”
Eski bir belediye başkanı olarak ve Belediye Mevzuatı üzerinde yaptığı çalışmalarıyla 9 kitabı bulunan bir vatandaş olarak hayretler içinde kaldım.
Acaba sosyal medyada gündem olan ve belediye mevzuatında fitre ve zekâtın vatandaşlar tarafından belediyeye vermelerinde bir sakınca olmadığını bütün bu tecrübeme rağmen atlamışmıyım diyerek?
Ama hayır ben yanılmıyordum ve yazdıklarımda kitabıydı.
Gerçekten bu konu oldukça önemlidir.
Mensubu olduğu siyasi partinin amblemindeki altı oktan biri, laiklik olan Ekrem İmamoğlu’nun İslam dinin beş şartından biri olan ve mübarek Ramazan ayında tuttuğu oruç için verilmesi gereken fitrelerini istemesi.
Ve yine İslam dininin diğer şartlarından biri olan Zekâtları için başkanı bulunduğu belediyeye yardım olarak vermelerini istemesinin perde arkasında mutlaka bir neden ve ya da mutlaka bir cinlik vardı.
Öylesine bir cinlik ki, hem burada hitap ettiği tabanına karşı İslam’a yönelik saldırısıyla kazanacağı kirli teveccüh zira burada fetvaya da gerek olmadığını söylüyordu.
Hem de yaşadığımız Korona musibeti sürecinde maddi durumları iyi olan belirli bir kesimden yardım edin gibi haklı bir istekte bulunan devlet başkanımız Erdoğan’a karşı bende buradayım diyerek kendisini psikolojik alternatif olarak mı göstermek istiyordu?
En önemlisi de Ekrem İmamoğlu’nun kendisinin haricinde Türkiye’de mevcut 1396 belediye başkanına ve kurumsal kimliklerine yönelik yapmış olduğu küçük düşürücü bir pozisyon dayatması oldu.
Zira belediyeler vatandaştan değil, ihtiyaç sahibi vatandaş ancak belediyelerden yardım isteyebilir.
Bu konuda da belediyeler de yayınlayacakları yönetmeliklerle kendi meclislerinden onay alarak yapmış olurlar.
Bütün bu gelişmeler son olarak acaba İstanbul’a yeni bir Sülün Osman mı geldi sorusunu aklıma getiriyordu.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.