DİLEK YILDIZ

DİLEK YILDIZ

Bazı hayırlar ‘evet’i alnından vurmalı!

A+A-

‘İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır’ der Jean J.Rousseau.

Özgürlük kelimesinin etimolojisine bakıldığında ‘öz’ ve ‘gür’ kelimelerinden türemiştir.

Özün gürleşmesi olarak çevrilebilir. Gerçek hikâye, özün gürleşmesi için ihtiyacımız olan ‘hayır’ kelimesini gereken yerde kullanabildiğimizde başlar.

’Hayır’, dilimize kondurduğumuz onca kelime arasında söylemekte en çok zorlandığımız sözcüklerden biridir.

Aslında hayır, bir reddetme eylemi olduğu gibi istenmeyen bir olay karşısında duruş sergileme hâlidir.

Benim sınırıma girme, benim alanımı işgal etme, bu benim için uygun değil, gibi anlamlara gelmektedir.

Biçim olarak menfi görünse de işlevsellik açısından verimlidir.

Öze bakılmalı, dibe inilmeli, verilen mesaj damıtılarak anlamda yerini bulmalıdır.

İçinizden gelmediği halde acı bir tebessümle evet dedirten kabullenmişlik hissi, insanın ruhunu günden güne marazlandırır.

Bir yolcunun kaçırdığı vapur huzursuzluğu sarar içinizi.

Peki insan neden hayır demekte bu kadar zorlanır?

Değersizlik duygusu mu? 

Onaylanma ihtiyacı mı?

Ötekinin gözündeki yerini kaybetme korkusu mu?

Kabul görmemek ya da sevilmemek mi?

Nedir benliğinizin üzerine basa basa kendiliğinize bu denli yabancılaşma hâli?

Paulo Coelho’nun söylediği gibi; ‘Başkalarını memnun etmek için yaşarsan herkes seni sever, kendin hariç.’ 

Oysa âlemde yer edinebilmek, kendi varlığını sevmekle başlar.

Hayır diyemeyen kişiler, genellikle hayatını birilerine adamış, ömrünü birilerine emanet etmiş kişilerdir.

İnsanın en hazin hikâyesi kendi varlığını bir başkasına teslim ettiğinde başlar.

Varlığınızı bir başkasının varlığı üzerine konumlandırdığınızda o kişinin ilk rampada vazgeçeceği isim siz olursunuz.

Bir belkiye sığdırdığınız hayat bin keşkeye dönüşür.

Hayatınız geçmiş ile gelecek arasında deveran eder.

Gururlandığınız çokluk hiçliğe dönüşür.

Öz saygınız zedelenir, yaşamınızın akışı bozulur, takvimleriniz değişir ve kendinize açılan kapılar suratınıza kapanır.

Özünü kucaklayanlar, rotasını kaybetmiş bir gemi gibi oradan oraya savrulmak yerine, dümenin başına geçip limana çıkabilme cesaretinde ve çabasında olanlardır.

Benliğine, inandığı doğrulara sahip çıkanlardır. Bazı riskler göze alınmalıdır.

Bazı maskeler düşürülmeli, bazı patikalar aşılmalı, bazı yollar arşınlanmalı, bazı kapılar kapatılmalı, bazı savaşlar bitirilmelidir.

Bazı çiçekler az sulanmalı, bazı hatıralar o fotoğraf karesinde kalmalı, bazı hayırlar ‘evet’i alnından vurmalıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.