Başka şeyler yazmak istiyorum ama yazamıyorum!
Corona virüsün dünyayı sarması ile tüm gündemler alt üst oldu. Yazarların çizerlerin kafasında tasarladığı her şey geri planda kaldı. Bendeniz de yazmayı düşündüklerimi tehir etmek zorunda kaldım.
Bu Corona virüs, belası bir biyolojik saldırımı yoksa kendiliğinden mutasyona uğramış tabii bir durum mu? Sorusuna cevap aranırken, bu virüsün dünyayı sarması; konuyu daha da ileriye taşıyarak, ‘Bunun bir biyolojik saldırı olduğu ihtimali kuvvetlenip biyolojik savaşa mı dönüştü?’ sorusu ortaya çıktı.
Zira Çin’de hayatın normalleşmeye doğru gittiği, İran’da da Devlet Başkanı tarafından üç hafta gibi bir zaman içerisinde vakaların kontrol altına alınabileceği beyan edilirken diğer taraftan Corona virüsü İtalya, başta olmak üzere diğer Avrupa ve Dünya Devletlerini tehdit eder boyuta ulaştı.
Tüm Dünyayı saran bu virüs bir savaş aracı olarak mı kullanılmaya başlandı yoksa bazılarının yorumladığı gibi, yaşlı ve kronik hastalığı olanların, ekonomiye birer yük varlık olduğu için temizlik hareketi olarak mı başlatıldı ya da Dünya nüfusunu sınırlandırmak için mi başlatıldı?
Dünyayı kendi ekonomik çıkarları hesabına düzenlemek isteyen küresel sermayenin gözünde çalıştığın sürece değerin vardır, kazanıp geriye bıraktığın emeğin değeri sade arşivlerde kalır, takdirini de insanlık yapar.
Küresel sermaye gözünde insanlar, onların kazanmaları için bir metadır.
Nitekim ikinci Dünya savaşında, rivayete göre elli altı milyon insan ölmüştür.
İşte bu kazanma hırsı olan kapitalist zihniyetin katliamıdır. Bu zihniyette aile mefhumunun kutsallığı, ata’ya saygı yoktur.
Teknolojinin bu noktaya gelmesinde emeği olan, bu virüs dolayısı ile tehlike altında ki kronik hastaların, yaşlıların hiçbir değeri yoktur, hatta bu sermaye ye göre hasta ve yaşlılar sermayelerine yüktür.
Dünyanın ekonomisini ve devlet idarelerini ele geçiren bu bir avuç zihniyetin, şirket evliliği adı altında, Finans kurumlarını ve teknolojiyi ve sair büyük şirketleri ele geçirerek, Dünya nüfusunu da kendi ekonomik çıkarlarına göre sınırlandırmayı planlamakta olduklarını strajesistler yazıp çizilmektedirler.
Şu hususu da vurgulamak isterim ki İnsanlık aleminde ölüme inanmayan ve teslim olmayan kimse yoktur.
Zira her gün bunun şahidi olurken bunu nasıl yadırgayabilir, ancak açıklamaya çalıştığımız zihniyetin Dünyayı tanzim için böyle bir teşebbüse kalkışmalarına sıcak bakmak bile toplu cinayeti yeğlemek ve caiz görmek gibi olur.
Bu büyük haram dan Allah korusun.
Bizim ve devlet adamlarımızın o hastaların ve emektar yaşlıların dualarına ihtiyacımız var Allah C.C. cümlesine şifa ve afiyetler versin.
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız yapı bizi ürkütmesin, Dünya nice Firavun, nice Karunlar gördü ama netice de Allah C.C.nün dediği oldu.
Şu kibar-ı kelam ne kadar büyüktür.
“TEDBİR BİZDEN, TAKDİR ALLAH’TAN”
Bazı sözler vardır kitaplar yazar
Bazı sözler vardır kitaplar bozar
Bu kibar-ı kelam da kitaplar yazacak kadar büyüktür.
Kalın selametle
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.