Bak “Çocuk” tanışmak İsteyenler...!
“21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; öğrenemeyen, eskiden öğrendiklerinden gerektiğinde vazgeçemeyen ve yeniden öğrenemeyenler olacaktır.”
“21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyen değil, bilgiye nasıl erişileceğini bilmeyendir.”
Bilmediklerinizi öğrenmek zorunuza gitmesin. Biliyor gibi davrandığınızı bir çocuğun görmüyor olduğunu düşünmek zorunuza gitsin.
Çocuklar yetişkin bir insanın minyatür halidir. Merak ediyor, düşünüyor, sorguluyor. Bunların hepsine ihtiyacı olduğunu hissediyor. İçgüdü ile duyguları ile hareket ediyorlar.
Baktığını, duyabildiğini, dokunabildiğini biliyor olmalıyız.
Bunlar bir çocuğun öğrenme biçimleridir. Bunların hepsini bir başkasında gözlemleyebildiğini de bilmeliyiz.
Her insan kendine has yeteneklerle doğar. Öğrenmeyi bırakmış yetişkinler belki bunun farkında değil. Parmak izi farklı olan milyarların bireysel yeteneklerinin farklı olabileceğini de fark etmemiş olmaları enteresan.
Yeteneğin yanında fizikleri değil, algıları, duygu ve düşünceleri de farklı. Dikkat edilmesi gereken durumlardan biri de farklı yaş dönemlerinde çocukların algıları, kendilerini ortaya koyma biçimleri değişir. Toptancı yaklaşanlar için uyarayım.
En azından bundan sonra herhangi bir çocuk hakkında konuştuğunuzda, evinizdeki, okuldaki, komşudaki, ailenizdeki, devlet korumasındaki, koruyucu aile yanındaki, sokaktaki, ıslah evindeki, kadın sığınma evindeki çocukların her birinin farklı yeteneklerle doğmuş olabildiklerini unutmayın.
Yapılması gereken çocuğun kendi yeteneklerini keşfedilmesinin sağlanması olmalıydı.
Ancak kendinden bir haber “Uzman” “Yetkili” “Etkin” “Etkili” “Görevli” “Ebevyn” “Sağlıkçı” “Hakim Savcı Polis” “Siyasetçi” “Örgütlü” “Örgütsüz” yetişkinleri nereden yakalarsam kar sayıyor ve devam ediyorum.
Kaç çocuk hakkınızda böyle düşünüyor bilemezsiniz…
Merakıma müdahaleci olmak isteyenler yazıyı burada bırakabilir. Ben sizin çocuğunuz, ben sizin memurunuz ben sizin koruduğunuz, ben sizin arkadaşınız, ben size gönüllü hizmet etmiş biriyim. Çocuk olmayı ve öğrenmeyi bırakamayan biri de…
Denemek isteyen, yaşamak isteyen, kendi başına öğrenmek isteyen çocuğa, anlatarak öğretmek çok etkileyici olamayabilir. Yaşayarak öğrendiklerimizi unutmayız.
Anlamını bilmenin yanında hissetmişizdir yaşarken…
Acı karşısında gülmeyiz acıtmıştır. Derdine duygudaşlık yapabiliriz dertleşmişizdir bizde. Ya da en önemlisi ahkâm kesmeyiz her çocuğun duygularını bilmekle…
Çocuk ile iletişimi keserek yönetebileceğimizi zannederek, biz de onun, ne yapmaktan mutlu olduğunu, neyi gerçekten sevdiğini, onun neyi üzdüğünü bilemeyiz.
Karşılıklı olarak bırakmışızdır merak etmeyi. Doğarken var olan öğrenme isteğini kaybetmesine neden olmuşuzdur belki de…
Çocuğa eşya diye bakanlar için söylüyorum emanete sadakatle sahip çıkarken, emanetin değerini bilmesini de hissettirmeli.
Değerini kaybetmemesini de sağlamalıydık…
Yeteneklerini fark edemediğimiz onları ortaya çıkarmaları için destekleyemediğimiz çocuklar bizleşiyorlar…
Siz artık kendinize bakacaksınız burada…
Bir çocuk için yeterli gelişim donanım anlayışa sahip misiniz? Bir çocuktan beklentimize bakalım. Yönlendirdiğimiz tarafa bakalım bu çocuk için yeterli mi bir de onu soralım.
Sıkıldınız değil mi?
Daha bunları okumak bil bir ton zaman…
Bir yerde konuşmaya başlasak iyi olacak çünkü emin olun çocuk çok şey gördü biriktirdi.
Bir yüzleşelim…
Minik de olsa arada onaylanma ihtiyacı hissediyor olabilir. Takdir edilmek istiyor da olabilir. Kabul görüyorlar mı sizin yanınızda, yanınızdaki çocuk kimin diye bakmadan kurduğunuz bağın adı her ne ise o kimlikle sorar mısınız?
Asi, söz dinlemiyor, öfkeli… Evet nerden getiriyor acaba bu duyguları…
Duygularla baş etmesini sağlamak iken görevimiz, onu bazı duygularla baş başa mı bıraktık. Bir de uzaktan kumandalı çenemiz ile yönetemiyor muyuz? Pili bitmiş olmasın.
Çocuk dile değil ayaklara bakar ayrıca.
Bir çocuğun benim hiçbir yeteneğim yok demesine sebep olanlar öne çıksın…
Zor değil mi öğrenmek…
Bir çocuğun travmasından zavallıca beslenen insanlar var.
Üretken mutlu alanlardan da bu hisle uzaklaştırılıyorlar.
Ne kolay değil mi bilmek…
Çocukların isteğini merakını süzen de bu cahilliğiniz.
Çocukların devam etmesine müsaade etmeyen bilmişlik… Sonrası alkışlarınızla başarısızlık, yine haklı çıktınız başından beri bundan bahsediyordunuz.
Kendini güvende ve huzurlu hissetmeyen bir çocuk kaygı yaşar.
Güvenilmediğini bilmek hele…
Kaygılıyım bende Sevda Akyüz!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.