Rehavet en tehlikeli gidiştir.

Yirmi bir senedir katledilen yolun yorgunluğunda artık bir çay molası vererek yeniden muhasebe yapmak gerekli olur diye düşünüyorum.

 İkinci türü kastetmiyorum…

O badirenin çok rahat bir şekilde atlatılacağından eminim.  

Beni asıl düşündüren, gelecekte sağlıklı bir neslin yetişip yetişmeyeceği endişesidir. Hiç kimse yanılıp da bu düzene  güvenmesin.

Demokrasi dedikleri ithal yapılanmanın ne vefası ne de ayarı olmaz.

 Her türlü kirliliğe hürriyet tanıdığı için devlet düşmanları ile ar ve utanma perdesi yırtanları bir arada besler.

Açıkçası,hainlerle ahlak yoksunlarının beşiği ithal demokrasidir.

O bakımdan…

Hastalık gelmeden sağlığın kıymetini bilmek lazım. 

…

 Ne acıdır ki…

Kırk yıldır PKK Ermeni kökenli kanlı terör örgütünü sıfırına kadar tüketememizin altında demokrasi var.

İnsan hak ve hürriyetleri elbette ki insan olana kutsaldır.

Amma  nasıl bir işse…

Bu melanet Siyonist yapılanma ile bir taraftan savaşırken diğer taraftan siyasi örgütlenmesine  devlet hazinesinden yüklü paralar ödüyoruz.

Hem de…

Kandildekiler, çocuklarına iyi bir istikbal temin etsinler diye milletvekili maaşları, kırmızı plakalı arabalar. 

Şu anda beş kahraman askerimizi şehit eden hainler yakalandıkları taktirde diğerleri gibi ipe değil  adı cezaevi olan beş yıldızlı ötelerde besleyeceğiz.

İdam yok, adeta izzet ikram.

İşte demokrasi takıntısı budur…

Beslersin kargayı o da gözünü oyar.

…

O bakımdan…

Bu milletin yarısının oyları ile iktidar  olmanın istikbale dönük farz gibi tarihi görevleri vardır. Yollar,  tüneller,  hastaneler, yerli otomobiller, uçaklar yaparsın çok da güzel  olur,  ne var ki o yaptıklarından birinci derecede faydalanan nankörler akşama kadar sana küfür ederler. 

Bedavadan ısınırlar paralı militanlık yaparlar. 

Şeytan nesli; vefa yok, akıl yok izan yok. 

…

 İşte  depremzedelere alenen küfreden CHP’li hainler ekranlarda. 

Yardım etmişler, karşılığında bekledikleri oyu alamamışlar.

İnsan mi desen çakal mi desen!

Müslüman(hatta insan) o dur ki, yolda kalana, darda kalana kim olursa olsun karşılık beklemeden Allah(cc) rızası için yardım eder. 

Ecdadımız öyle yaptığı için…

Asırlarca  Osmanlı olarak dünyaya şan ve şöhret salmıştır.

…

Nihayetinde seçim de kazanılır…

Ne demek olduğunun şuuruna varmadan, veya politika gereği “yüzüncü yıl” diye tutturursak bu işin sonu iyi  gelmez.  Bir bakıma her şeyi yerli yerine koyabilirsin, fakat  ülkenin genç nesillerine Kemalizm’i yıkayarak yağlayarak sunmaya devam edersen sonumuz Osmanlıdan da beter olur. 

Bu topraklar bir daha kolayına ayar tutmaz. 

…

Yeniden başa dönüyoruz.

Cumhur İttifakı denilen sözleşme, bu ülke için son bir umut sayılır.

Artık, nefis hesaplarını bir tarafa iterek ilahi kelimetullah etrafında ülke yararına çelik duvar gibi kenetlendiğimizi dost ve düşmana göstermeliyiz.

Yüce Rabbimiz kenetlenmemizi emrediyor.

 Değilse, böyle bir fırsat bir daha kolayına ele geçmez. 

…

Meral Akşener gibilerin sinir krizleri geçirmesinden bu sefer de  derslerini aldıklarını görüyoruz. Ama yine de papaz her zaman pilav yemez.

Nesil gittikçe bozuluyor, milli eğitim hala eski tas eki hamam. 

Dünya beşten büyüktür diyebiliyorsan İslam anlayışı ve ahlakının da en büyük ve en doğru olduğunu duraksamadan tüm dünyaya haykıracaksın.

Haykıracağız…

Çocuklarımızın geleceği….

Özellikle ahlak seviyesi oldukça düşük dizilerle eğitimin yetersizliği zamanı gittikçe kirletiyor. Ahlaki yönden ailelerde büyük bir çöküş var.

Ankara Sivas arasında ki zamanı küçültmekten daha önemlisi bu milletin ahlak ve maneviyatıdır.  Helal kazanç helal hayat…

…

İşte asıl olan bundan sonrasıdır.

Bilesiniz ki o sandıklar her zaman , “Dik dur eğilme” diyenlerin sesini yansıtmaz, bu gidişatla deveyi kaçırırsak  kuyruğundan bir daha çeviremeyiz.

Haberiniz olsun…17.5.2023 Nusret Çiçek