Ahmet Özal: Erdoğan’ı 2002’den 2008’e kadar çok destekliyordum

Ahmet Özal: Erdoğan’ı 2002’den 2008’e kadar çok destekliyordum

Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, HuhuNews.com’a bomba açıklamalarda bulundu. Özal, “Fethullah Gülen, babamla ilgili hakaret içerikli yazılar yazdı. Sayın Erdoğan’ı 2002’den 2008’e çok destekliyordum.” dedi.  

A+A-

HUHUNEWS.COM

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu partilerin geleceği, Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilişkin HuhuNews’e dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 

“KOMİSYON RAPORLARI HALKA AÇIKLANMALI”

HuhuNews.com - Türkiye’nin FETÖ ile mücadelede geldiği noktayı  nasıl değerlendiriyorsunuz? 

- FETÖ ile mücadelede bir süredir ‘siyasi ayağı’ konuşuluyor ama hiç kimse bunu üstüne almıyor. Bence bu FETÖ ile ilgili mecliste yapılan araştırma komisyon raporlarının artık halka açıklanması lazım. Konuşmayanların konuşması lazım. Herkesin burada suçu, yanlışı olabilir. Ama burada ‘Sen FETÖ’sün, o FETÖ’cü’ diye dillendirmek işi çözmemek için üretilen laflardır.  Siyasetin bu konuda samimiyet göstermesi gerekir. Ama ben bu samimiyeti hiçbir siyasi partide görmüyorum, açıkcası. 

“FETULLAH GÜLEN BABAMA HAKARET İÇERİKLİ YAZILAR YAZDI”

HuhuNews.com - Fethullah Gülen ile rahmetli babanızın fotoğrafları sürekli medyada yer alıyor. Merhum Turgut Özal ile çekilen bu fotoğrafın hikayesi nedir?  

- Fethullah Gülen’in Sızıntı Dergisi’nde babamla alakalı yazdığı çok ağır bir yazı vardır. Rahmetli babamın ameliyat olduğu sırada odasına girmenin herkese yasak olduğu zamanda kapıdan içeri girip orada oturup fotoğraf çekiyorlar. Sonra doktorlar içeri girip onları çıkardılar. O fotoğrafa dikkat ederseniz babam orada yatıyor. Girilmemesi gereken bir yere hiç kimsenin girmemesi gerekir. Fakat girilmiş, fotoğraflar çekilmiş.Fethullah Gülen’in babamla ile ilgili yazdığı yazıda çok ciddi hakaretler vardır. Rahmetli babamın dedikleri gibi onunla hiçbir ilişkisi olmadı. Babamın bir etkilenme durumu da olmamıştır. Onların devletin içine sızmalarına müsade etmediği için de ağır yazılar yazmıştır. 

“ONA TÜRKİYE YETMİYOR, DÜNYAYI İSTİYOR”

HuhuNews.com - Rahmetli babanız Turgut Özal’ın Fethullah Gülen’le ilgili görüşleri nasıldı? Konuşmalarına şahit oldunuz mu?

- Onunla bir defa görüşmüştü. 80’lerin sonunda başbakanlığı dönemindeydi galiba tam hatırlamıyorum. Çok net söylüyorum bana söylediği şuydu: ‘Çok tehlikeli bir kişi. Ona Türkiye yetmiyor, dünyayı istiyor.’

“2002’DEN 2008’E KADAR ERDOĞAN’I DESTEKLEDİM”

HuhuNews.com - Siyaseti yakından takip ediyorsunuzdur, nasıl bir fotoğraf görüyorsunuz?

- Sayın Erdoğan’ı 2002’den 2008’e çok destekliyordum. Fakat 2008-2009’dan sonra uygulanan ekonomik ve siyasi politikalar benim çok tasvip ettiğim politikalar değildi.Zaten belli bir zaman geçtikten sonra bunun da sıkıntıları ortaya çıktı Türkiye’de. Tabi insanlar değişebiliyor. Farklı çevrelere katılıp yanlışlar yapabiliyor. Yapılan yanlışlar çevresi tarafından yapılsa bile ona mal oluyor. Yani çalıştığı kadroları zaman zaman iyi seçememiş olabilir. Uzaktan gördüğümüz budur. Liyakat, devleti tanımak, bilgi- birikim  çok önemli. Ekonomide ve siyasette bunlara biraz daha önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

“DAVUTOĞLU VE BABACAN’IN İŞLERİ ÇOK ZOR”

HuhuNews.com - AK Parti merkezli gelişmeleri, yeni partilerin kurulmasanı nasıl değerlendiriyorsunuz? 

- Yeni oluşumların başarılı olup olmayacağını zaman gösterir. Bir partiden ayrılıp yeni bir parti kurmak, Türkiye Cumhuriyet tarihinde denendi. Adalet Partisi’nden ayrılanlar 41 milletvekili ile Demokratik Parti’yi kurdular. Çok başarılı olamadılar. Bir partiden, bir ağacın kökünden ayrılmak, bu kadar kolay değildir. Yeni bir parti, yeni bir düşünce, yeni bir felsefe, yeni bir mantalite olsa  daha büyük şansı olabilir diye düşünüyorum. Ben işlerinin kolay olduğunu düşünmüyorum. Çok zor.

“YENİ BİR PARTİ İLE YENİ BİR VİZYON YARATMALIYDILAR”

HuhuNews.com - Yeni parti oluşumlarında Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu şanslı görüyor musunuz?

- Bundan sonra konuşacaklarına bağlı ama herkesin bir bagajı var. Yani mesela Ahmet Davutoğlu’nu Suriye politikasından dolayı eleştiriyorlar, Türkiye’de. Ali Babacan’ı ise o ayrıldıktan sonra ekonomi kötü oldu diye beğenenler var. Ama tabi hepsi AK Parti’den geldikleri için AK Parti’nin gidişatı ile onların gidişatı çok farklı olmayabilir de. Yani başarılı olabilir, olmayabilir de. Yeni bir parti ile yeni bir vizyon yaratmaya çalışmak, bu kadar kolay değil. Çünkü kökenleri AK Parti.

“DAVUTOĞLU VE BABACAN’DAN TEKLİF GELMEDİ”

HuhuNews.com - Size Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu veya Ali Babacan kanadından herhangi bir teklif geldi mi?

Hayır, gelmedi.

“SİYASETE GİRMEK İÇİN HEVESİM DE YOK”

HuhuNews.com - Yeniden aktif siyasete katılmayı düşünüyor musunuz?

Zaman gösterir onu. Allah’a şükür siyasetten bağımsız milletvekili de oldum. Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı köşkünü de gördüm. Hepsini yaşamış bir insan olarak siyasette görmediğim bir makam kalmadı Allah’a şükürler olsun. Ama  eğer Türkiye’de bana ihtiyaç olursa ülkem için bu saatten sonra yapacağım ancak odur. Ülkem için bir şeyler yapabilirsem yaparım tabi. Ama benim kendi şahsım adına Allah’a şükür hepsini gördüm, öyle bir hevesim de yok açıkçası.

“PARLAMENTER SİSTEM DE DEMOKRATİK SİSTEM DEĞİLDİ”

HuhuNews.com - Yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik tartışmaları nasıl yorumluyorsunuz? 

Sistemin adı ne olursa olsun, başkanlık sistemi parlamenter sistem bir şaibe. Burada önemli olan yargı, yürütme, yasama birbirinden bağımsız mı, değil mi? Eğer bağımsızsa demokrasi vardır, bağımsız değilse demokrasi yoktur. Bana sorarsanız parlamenter sistem de demokratik sistem değildi. Yargı ve yürütme hükümete bağlıydı, yasama zaten meclis hükümete bağlı. Demek ki geçmişte de kuvvetler ayrılığı yoktu.  Bugünkü cumhurbaşkanlığı sisteminde de kanun hükmünde kararnameler var. Zaten yargı ve HSK cumhurbaşkanı ve meclise bağlı. Ağırlıklı olarak yasama yine yürütmenin elinde. Partili cumhurbaşkanı Türkiye’nin alışık olduğu bir şey değil. Yani bağımsız cumhurbaşkanına daha çok alışık. Ben bu sistemde yeniden bir revizyon yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yargı, yürütme ve yasamanın kesin bir şekilde birbirinden bağımsız hale gelmesine kadar  adını ne koyarsanız koyun, ben bu sistemin pek başarılı olacağını düşünmüyorum. Yani demek ki bir revizyon gerekiyor. Sayın cumhurbaşkanı da bunun farkında. Onun da bir revizyon çalışmasını yaptığını duyuyorum.


 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.