CEMAL TOPTANCI

CEMAL TOPTANCI

15 Temmuz hain darbesi ardından 6 yıl geçti amma...!

A+A-

Fetö’nün kim olduğu hakkında amacının ne olduğu hakkında uzun uzun anlatmaya gerek yok. 


Reklam olsun diye yazmıyorum zaten. 2018 Şubat ayında yayınlanan “Çözülme” adını verdiğim kitabımda belgeleriyle birlikte, 15 Temmuz hain darbesi ardından yaptığım uzun araştırmalar neticesinde yazmıştım. 


Aslen Bitlis ili Mutki ilçesinin Niş köyünden Ermeni asıllı bir ailenin oğlu olduğunu, baba tarafından günümüz Ermenistan’ın Erivan şehrinde ikamet eden dördüncü babadan akrabalarının da bulunduğu konusunda bilgi vermiştim. 


Babası Ramis’in oğlu Fetö için büyüdüğünde;”öyle bir evlat yetiştiriyorum ki, onları (yani Müslümanları) dinleriyle vuracak” dediğini de hatırlatarak. 
Fetö’nün Kırklareli vaizliği, ardından İzmir’e Kestane Pazarındaki Camide görevlendirilmesi, aslında onu yetiştirenler için tercih olarak kullandıkları diyarlardı.


Geçmişin vesayet altında ki devlet sisteminin, Müslümanlara nefes vermediği bir zaman diliminde seküler çoğunluğun yaşadığı coğrafya boşuna tercih edilmemişti. 


Zira, buralarda Fetö her ne kadar camilerde görevlendirilmiş idiyse de,  Fetö aslında kendi inşa edeceği dinini tebliğ ve tebşirle görevliydi.Fetö’nün tebliğ ettiği din İslam değildi. 


Bir İslam düşmanı olarak görevlendirilen Fetö’nün uzun yıllar CHP’de parti üst kademelerinde siyaset yapmış, parti genel sekreterliğinde bulunmuş Moon Tarikatının Türkiye temsilcisi Adana’lı Kasım Külek tarafından sahiplenilmezdi. 


Sadece Kasım Külek değil, Vatikan’ın kardinallerinin de radarında Papanın da kendisinden umut beklediği bir Müslüman düşmanı şövalyeydi o. 


Sadece Türkiye değil halkı Müslüman olan neresi varsa orada da kendi dinini inşa etmek üzere oldukça zengin bir destek buldu. 


Afrika’dan Orta Asya’ya kadar habis bir ur olarak etki alanını genişletti.

Geçmişin kirli devletinin vesayetçi aklı İslam dini radikal diye reddettiği için her türlü melanete ve sapıklığa kapısını açan Fetö’nün dininin tebliğ ve tebrişinden rahatsızlık duymuyor, onun ihanetlerini bile örterek “HOŞGÖRÜ” ile karşılıyordu.


Seküler vesayetçi aklın “ILIMLI İSLAMI” Fetö’nün Muhammedi dinine rakip görülüyor ve kabul ediliyordu. Bir diğer konuda bu gizli vatan ve millet düşmanının sahiplendiği kurumlarıyla Türklükle hiç alakası olmayan Türk-İslam sentezciliği altında devletin üst katmanlarında kendine yer edinmesiydi. 
Fetö, devlet olmak için her alanda var oldu, 50 yıl içinde. 


Siyasette, sermaye’de, sporda…
Orduda, yargıda, emniyette, bürokraside...
Ve de en önemlisi Eğitimde…


Bütün bunlara“HİZMET” adını veren bir paralel devlet yapısı. 


Büyüdükçe büyüyen Fetö 15 yıllık Ak Parti iktidarına ve onun lideri Erdoğan’a artık gitmelerinin zamanının geldiğini görüyordu, veya öyle sanıyordu. 
Dışarıdaki düşman ve içerideki dostları da yavaş yavaş bu sinyali vermeye başlamışlardı. 


Nihayet malum yaşanmış olan 15 Temmuz 2016 gecesi gelmiş çatmıştı. 


“BAŞARAMAYACAKSINIZ” diye karşılarında milletiyle duran bir Recep Tayyip Erdoğan vardı. 


Milletiyle birlikte ve tarih bir destan yazdı.
251 Şehit 2 bini aşkın gazisiyle. 

image.png
İşte üç gün önce bu tarihi zaferin destanlaştığı günün 6. yıl dönümünde Ankara’da Ak Parti Genel Merkezinde, milletin zaferini kutlama adına en ufak bir etkinlik en ufak bir mesaj yoktu. 


Koskoca parti binasının protokol kapısının olduğu batı cephesinde sadece bir Türk Bayrağımız ve birde Mustafa Kemal’in büyük bir posteri asılmıştı.


Bu süslemede o kadar cılız ve isteksiz yapılmıştı ki, şerit şerit parti flamaları dahi asılı dizilmemişti genel merkez binası etrafında. 


Ne oluyor neden bu böyle diye isyan ettim oradan tevafuken geçerken.


15 Temmuz, Recep Tayyip Erdoğan’ı hain bir darbe ile devirmenin azılı katil terör örgütü için son senaryosu olurken, bu senaryoda iç savaş ülkenin Suriyelileşmesi ve de bölünmesi projesinin ayak sesleri duyulurken, bunu durduran Erdoğan’ın bunca yıldır her etkinlikte genel merkez binasına asılan bir posteri neden asılmazdı? 

recep-tayyip-erdogan.jpg
Bu bir ihmal olamazdı? 
Görevinde tecrübeli olan bu konuda ki yetkililer nasıl böylesi bir duruma izin vermişlerdi? 


Kasıt mı vardı? 


Onun cevabını Erdoğan’ı seven milletimin takdirine arz ediyorum. 

tayyip-erdogan.jpg
    

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.